Kendine has dizi ve filmleriyle her geçen gün abone sayısını arttırmayı başaran Netflix'in yeni mini dizisi The I-Land ile gizemli bir adaya yolculuğa çıkıyoruz.
Geçmişlerine dair hiçbir şey hatırlamayan on kişi kendilerini gizemli bir adada bulurlar. İsimlerini dahi hatırlamayan bu kişilerin adaya nasıl geldiklerine dair de hiçbir fikirleri yoktur. Hayatta kalmak için birlikte hareket etmek zorunda olsalar da zaman ilerledikçe ekip içindeki fikir ayrılıkları, güvensizlik ortamı işleri daha da zorlaştıracaktır. Dahası adayı keşfettikçe adanın çok daha büyük sırlar sakladığı ortaya çıkacaktır.
Gelelim dize ile ilgili düşüncelerime. İlk iki bölümdeki gizemli yapının gayet başarılı olduğunu ve izleyiciyi dizinin içine çektiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Kişiler arasındaki güvensizlik ve gerilim ortamının iyi kurgulandığını ve bu durum da dizinin sürükleyici yapısına bir hayli katkı sağlamaktadır. Ancak üçüncü bölüm ile birlikte sır perdesinin yavaştan çözülmesi ve ada ile ilgili gerçeklerin ortaya çıkması ile birlikte hikayenin biraz sarsıldığını ve sürükleyiciliğini yitirdiğini de belirtmek isterim. Geçmiş hayatların hatırlanması şeklinde ilerleyen hikaye kurgusu içerisinde bazı karakterlerin hikayeye çok bir katkısının olmaması, finalde de pek çok hususun yanıtsız kalması gibi nedenlerle iyi başlayan dizi maalesef aynı şekilde sonlanmamıştır. Bu sebeple dizinin bir hayli puan kaybettiğini belirtmek isterim.
Ancak yine de 38 dakikalık 7 bölümden oluşan bu mini diziye bir şans verilebilir.
0 yorum :
Yorum Gönder