Sinemanın, gizem yaratma konusunda en iyilerinden biri olan J.J.Abrams "Mission: Impossible III - Görevimiz Tehlike 3" filmiyle, sonunu iyi getirememe ile ilgili sorunlarını da yenmiş gibi görünüyor.
Neyse bu konuya dönmeden filmin konusundan bahsedeyim. Ethan Hunt ( Tom Cruise ) I.M.F.'nin ( Impossible Mission Force ) saha görevlerinden elini ayağını çekmiştir. Artık nişanlısı Julia ( Michelle Monaghan ) ile huzurlu bir yaşam planlayan Ethan'ın bu planı bir anda alt üst olacaktır. Zira Ethan tarafından eğitilmiş en iyi ajanlardan biri olan Lindsey Farris ( Keri Russell ), uluslararası silah kaçakçısı Owen Davian ( Philip Seymour Hoffman ) tarafından yakalanmıştır. Lindsey'i kardeşi gibi gören Ethan, mecburen göreve geri döner. Başarısız geçen kurtarma operasyonu sonrasında Lindsey hayatını kaybeder. Ancak ölmeden önce Ethan'a ulaşmak üzere bir posta gönderen Lindsey, I.M.F. içinde bir köstebeğin olduğunu tespit ettiğini söylemektedir. Sonrasında Vatikan'da Owen Davian'ı yakalayan Ethan, Tavşan Ayağı isminde gizemli bir silahın, çok yüksek meblağlara satılacağını öğrenmiştir. Davian ile birlikte alıcıları da yakalamak isteyen Ethan, örgüt içindeki köstebeği hesaba katmamıştır. Davian, teşkilat merkezine götürülürken kaçmayı başarır. Dahası Ethan'ın karısı olmuş olan Julia'yı da kaçıran Davian, Ethan'a, Tavşan Ayağı'nı bulup getirmesi için 48 saat süre vermiştir. Artık zamana karşı imkansız bir görev başlamıştır.
J.J.Abrams'ın işe el atmasıyla, ayakları yere çok daha sağlam basan bir hikaye üzerine inşa edilmiş olan bir film ile karşı karşıyayız. Geriye dönüşlerle ( Flashback ) ve ileri atlamalarla ( flash-forward ) zenginleştirilen hikayesi ile izleyicinin aklını başından alan film, bu açıdan son derece sağlam bir iş çıkarmıştır. Diğer taraftan bu filmde de zaman zaman abartılı diyebileceğimiz aksiyon sahneleri olsa da serinin ikinci filmi ile karşılaştırdığımızda bu sahnelerin daha gerçekçi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ajan filmlerinde klasik olmuş köstebek hikayesine dayansa da hikayenin iyi işlenişi ile film kendisini sıkılmadan izlettirmeyi başarmaktadır. Aksiyonun da yerinde ve dozunda ayarlanması da filmin başarısını ilerilere taşımıştır.
Hikayenin etkisini arttıran bir diğer önemli faktör de hiç şüphesiz rahmetli oyuncu Philip Seymour Hoffman'ın üst seviye performansıdır düşüncesindeyim. Philip Seymour Hoffman, yıllarca akıllarda kalacak bir kötü adam performansı göstermiştir.
Sonuç olarak keyifli vakit geçirmek için iyi bir tercih olacaktır. İzlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder