American History X - Geçmişin Gölgesinde [1999]


Öfke bir yüktür ve hayat sürekli öfkeyle yaşanmayacak kadar kısadır

                                                                                
Bazı filmler vardır, vermeye çalıştığı dersler ve gerçekleri gözler önüne sermesi bakımından çok önemlidir. 

Başrollerinde Edward Norton'un oynadığı American History X / Geçmişin Gölgesinde filmi de yukarıda bahsetmiş olduğum filmlerin en iyi örneklerinden biridir.

Film, ırkçılık kavramı üzerine inşa edilmiştir. Irkçılığın insanların hayatlarını ne şekilde etkileyebileceğini, toplum yapısını nasıl bozduğunu, insanlar ve ırklar arasındaki nefretten sadece kötülüğün doğacağını etkili bir şekilde anlatılmaktadır.

Kısaca filmin konusundan bahsedelim. Derek Vinyard'ın hayatı, ( Edward Norton ) itfaiyeci olan babasının zenci mahallesinde uyuşturucu satıcıları arasında çıkan çatışma sonucunda ölmesi üzerine alt üst olmuştur. Zaten küçüklüğünde babasından duymuş olduğu ırkçı söylemlerden etkilenmiş olan Derek, babasının ölmesi üzerine adeta bu yola baş koymuştur. Derek artık beyaz ırkın üstün olduğuna, zencilerin, Latin Amerikalıların, Meksikalıların ve uzak doğuluların yani kısaca Amerikan beyaz ırkı dışındaki insanların Amerikan toplumunu bozduğunu, Amerikan hükümetinin her yıl göçmenlere milyarlarca dolar para harcadığını, yine hükümetin zenciler için her türlü imkanı sağlamış olmasına rağmen zenci insanların yasa dışı işlerle uğraştığını düşünmektedir. Düşüncelerini faaliyete geçirmekten çekinmeyen Derek, neo-nazi arkadaşları ile birlikte kendi ırkı dışındaki ırklara dahil insanlara karşı suç işlemektedir. Bulunduğu bölgede neo-nazilerin başı olan Cameron Alexander'ın ( Stacy Keach ) da sağ kolu olmuştur. Bir gün arabasını çalmaya çalışan zencileri hunharca öldürmesi üzerine hapse giren Derek, hapiste büyük bir değişim geçirecektir. Zira hapiste edinmiş olduğu zenci arkadaşı, düşüncelerinin değişmesine neden olacaktır. Diğer taraftan, hapisteki neo-nazilerin, bu durumu sadece kendi çıkarları için kullanmaları da Derek'in değişiminde önemli bir rol oynayacaktır. Derek'in hapiste olduğu sürede kardeşi Danny ( Edward Furlong ) de abisinin izinden gitmekte kararlıdır. Ancak hapisten çıkan Derek, yaşadıklarından ders alarak, kardeşi Danny'ye doğru yolu göstermeye çalışacaktır.

Öncelikle filmin; ırkçılığın psikolojik ve sosyolojik yanlarına ışık tutması ve bu ırkçılığın doğurduğu sonuçları bir ders niteliğinde biz sinemaseverlerin gözlerinin önüne sermesi bakımından çok önemli bir iş yapmakta olduğunu belirtmek isterim. Hikaye örgüsünün mükemmel bir şekilde kurgulanmış olduğunu, günümüzde başlayan hikayenin, geçmişe dönerek nasıl bu durumlara geldiği, yani geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki bağlantının çok sağlam bir şekilde kurulmuş olduğunu ve bu durumun da filmin başarısının sırrı olduğunu söylemeliyim. Geçmiş zamanın siyah beyaz şekilde gösterilmesi hoş ve doğru bir tercih olmuştur düşüncesindeyim. Zira bu tercihin hikayenin etkisini arttırmış olduğu düşüncesi bende ağır basmaktadır.
Sağlam hikayesine rağmen filmin bu kadar başarılı olmasındaki başlıca etmen hiç şüphe yoktur ki Edward Norton'un muhteşem oyunculuğudur. Edward Norton'un dazlak neo-nazi Derek'in hiddetini, diğer ırklardan olan insanları küçük görmesini, hapisten çıktıktan sonraki pişmanlığını mükemmel bir şekilde sinemaya aktarmış olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kısaca iki farklı karakter olan neo-nazi Derek ile kardeşini bataktan kurtarmaya çalışan ağabey Derek karakterlerini adeta ayrı birer ruhla oynamıştır.

Kısacası bu zaman kadar bu filmi izlemediyseniz çok şey kaybetmişsinizdir demektir. En kısa zamanda bu filmi mutlaka izlemelisiniz.

American History X (1998) on IMDb

Google Plus'ta Paylaş

Mehmet Nar

Bu site dizi ve filmlerle ilgili rehber olma amacıyla bir grup amatör tarafından güncellenmektedir.
    Blogger YORUMLARI
    Facebook YORUMLARI

0 yorum :

Yorum Gönder