Sen insanlara umut vermiyorsun, onların umutlarını çalıyorsun. Ben de seninkini çalacağım !!!
Örümcek Adam film ekibinin dağılması ile birlikte, Örümcek Adam hikayesi farklı bir ekip ve farklı bir hikaye ile yeniden ele alınmıştır. İnanılmaz Örümcek Adam adı altında seriye yeniden başlayan Marvel Comics, ilk filmin başarısının ardından ikinci filmi de 2014 yılında biz sinemaseverlerin beğenisine sunmuştur.
İlk İnanılmaz Örümcek Adam filminin kaldığı yerden hikayeye devam ediyoruz. Ancak durum biraz daha karışık bir hal almış durumda. Bir yanda ailesinin geçmişi ile ilgili gizemi çözmeye çalışan Peter Parker ( Andrew Garfield ), diğer taraftan sevgilisi Gwen Stacy'nin ( Emma Stone ) babası George Stacy'e karşı kızından uzak duracağına dair vermiş olduğu söz. Tüm bu karmaşık durumlar yaşanırken bir de geçmişten çıkıp gelen eski bir dost Harry Osborn ( Dane DeHaan ). Ayrıca bir de Oscorp şirketinde çalışan, kimsesi olmayan ve tek isteği çevresindeki insanların kendisini fark etmesi olan elektrik mühendisi Max Dillon ( Jamie Foxx ). Peter Parker, ailesi ile ilgili sırları araştırırken bir yandan da İngiltere'ye gitmek üzere olan sevgilisi ile olan karmaşık ilişkisini yoluna koymaya çalışmaktadır. Ayrıca ilk film ile tanıştığımız ve ölümün eşiğinde olan Norman Osborn'un ölmesi ile tek oğlu olan Harry Osborn, şehre geri dönmüştür. Ancak Harry Osborn da babası ile aynı kaderi taşımaktadır. Tedavi olamazsa o da ölecektir. Diğer taraftan Oscorp şirketinde yaşanan bir kaza sonucunda Max Dillon, bir şekilde bu kazadan kurtulup Elektro'ya dönüşecektir. Kısacası tüm yollar Peter Parker yani Örümcek Adam ile kesişecektir.
İnanılmaz Örümcek Adam film serisinin önceki seriden ayıran en önemli artısı, Peter Parker'ın ve ailesinin geçmişine daha fazla önem vermesi olmuştur. Yaşanan olayların bir şekilde geçmiş ile ilişkilendirilmesi ve bu ilişkilendirme yapılırken herhangi bir mantık hatasına yer verilmemiş olması bu serinin en önemli başarısıdır düşüncesindeyim.
Hikayenin güzel kurgulanmasının yanında Peter ve Gwen arasındaki karmaşık ilişki de samimi ve sıcak bir şekilde bizlere yansıtılmıştır. Peter'ın vermiş olduğu söz dolayısıyla içine düştüğü sıkıntı ve çıkmaz bizlere başarılı bir şekilde yansıtılmaktadır.
Yine önceki seriden bildiğimiz Green Goblin hikayesinin de farklı bir şekilde tasarlanmış olması da filmin izlenebilirliğini arttıran en önemli faktörlerden biridir. Green Goblin karakteri filmin sonunda çok kısa bir süre için görünmüş olsa da gelecek filmlere yatırım yapmak açısından başarılı bir tercih olmuştur. Özelikle 2016 yılında vizyona girecek olan Sinister Six filmine saklaması bakımından Green Goblin'in kısa bir süre görünmüş olması iyi bir tercih olmuştur. Kısaca seyircinin ağzına bal çalınmış ancak balı yememize müsaade edilmemiştir. Norman Osborn, Rhino, Elektro ve Green Goblin karakterlerinin akıbetinin ne olduğu sorularına yanıt verilmemesi de bu yüzdendir düşüncesindeyim.
Filmin görsel efektlerinden ve seslerden ayrıca söz etmek gerekir. Zira görsel efektler konusunda tam bir görsel şölen olmuştur. Özellikle 3D teknolojisinin sonuna kadar kullanıldığı dövüş sahnelerinden tutun da aynı sahnelerde arkada çalan müziklere kadar üst düzey bir işin çıkarıldığı başarılı bir film olmuştur.
Sonuç olarak sağlam aksiyonu ve hikayesi ile birlikte izlenmeye değer bir film olmuştur. Bu zamana kadar izlemediyseniz izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder