Ben; sadece hayatta kalmak istemiyorum, ben yaşamak istiyorum
Amerikan sinemasının, kölelik düzeni üzerine film çekmesini, adeta bir günah çıkarma olarak görüyorum. Kızılderilileri yok ederek ülkelerini kurmaları, çok uzunca bir süre kölelik sistemi üzerine yaşamaları ve buna ilişkin pek çok kanunlarının olması gibi kara bir geçmişe sahip olsalar da ( ki hala ülkede siyahi insanlara karşı olan tutumun pek değişmediği düşüncesindeyim ) şimdi tüm dünyaya özgürlük getirmek adıyla her yere müdahale etmeyi kendilerine hak gören bir ülke. Neyse fazla siyaset yapmadan filmimize geçelim.
Amerikan sinemasının, kölelik düzeni üzerine film çekmesini, adeta bir günah çıkarma olarak görüyorum. Kızılderilileri yok ederek ülkelerini kurmaları, çok uzunca bir süre kölelik sistemi üzerine yaşamaları ve buna ilişkin pek çok kanunlarının olması gibi kara bir geçmişe sahip olsalar da ( ki hala ülkede siyahi insanlara karşı olan tutumun pek değişmediği düşüncesindeyim ) şimdi tüm dünyaya özgürlük getirmek adıyla her yere müdahale etmeyi kendilerine hak gören bir ülke. Neyse fazla siyaset yapmadan filmimize geçelim.
Solomon Northup’ın 1853 yılında yazdığı ve kendi hikayesini anlattığı aynı isme sahip romanından uyarlanan, son derece etkileyici bir film. Özgür bir insan olan Solomon iyi bir keman virtüözüdür. Karısının çocukları ile birlikte 3 haftalık bir seyahate çıkması ile filmimiz başlar. Bu süre içinde Solomon hem vakit geçirmek hem de para kazanmak amacıyla iki sirk sahibi kişinin bir iki haftalık iş teklifini kabul eder. İş basittir, sirkte kemanı ile müzik yapacaktır. Ancak bu insanlar Solomon'u kaçırır ve köle tacirlerine satarlar. Köle olarak satılan Solomon, hayatının 12 yılını köle olarak geçirir. Bu süre içinde hayatta kalmak için türlü zorluklara göğüs germesi gerekecektir. Solomon'u ilk satın alan efendisi ( Benedickt Cumberbacht ) dürüst bir adamdır. Ancak burada yaşanan bir sıkıntı sonucunda Solomon, Edwin Epps'e ( Michael Fassbender ) satılır. Edwin Epps ise son derece asabi ve zalim bir adamdır. 12 yıl süren esareti sonrasında Solomon, Kanadalı Samuel Bass ( Brad Pitt ) ile tanışması ile birlikte bu kölelikten kurtulacaktır.
Filmin, En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödüllerini kazandığını belirterek incelemeye başlamak istiyorum. Hikaye olarak son derece etkileyici bir film. Özgür bir adamın bir anda köle olması ve bunu sorgulamadan hayatına devam etmesi gerektiği başarılı bir şekilde anlatılmaktadır. Ancak bazı sahnelerin hikaye ile çok alakalı olmadığını ve bu sahnelere tam bir anlam veremediğimi belirtmek isterim. Film bu hali ile bana biraz kopuk kopuk geldi düşüncesindeyim. Ancak genel olarak filmin ve konunun ilerlemesi başarılı. Başlarda sıkıcı gitse de zaman geçtikçe yaşananları izledikçe film sizi içine çekmeyi başarıyor. Ancak filmin finalinin, filme göre çok sönük kaldığını belirtmeliyim. Bir kavuşma sahnesi bu kadar ruhsuzca işlenebilirdi. Filmin sonunun çok daha iyi bağlanabilseydi, yıllarca unutulmayacak bir film meydana gelebilirdi düşüncesindeyim.
Filmin en kilit karakterinin Brad Pitt olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar filmde yaklaşık olarak 5 dakika görünse de film ile verilmek istenen tüm dersi bu beş dakika içinde özetliyor Brad Pitt.
Sonuç olarak ailecek izleyebileceğiniz iyi bir film arıyorsanız, 12 Yıllık Esaret sizler için iyi bir tercih olacaktır. İzlemenizi tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder