Bu sefer düşman sanal ortamdan saldırmakta. Bakalım neler yaşanacak.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hayatlarımız eskiye nazaran daha kolay bir hal almaya başlasa da bu kolaylaşmaya paralel olarak teknoloji bağımlılığımız da artmaktadır. Günümüzde fatura yatırmak, kira ödemek, yatırım yapmak, maaş almak, menkul kıymetler borsasında işlem yapmak, hakkımızda açılan dava varsa onlarla ilgili bilgi almak gibi pek çok farklı tarzda işlemi bir kaç tıklama ile yapabiliyoruz. Sonuç olarak teknoloji hem kolaylık hem de bağımlılık olarak karşımıza çıkıyor.
Zor Ölüm 4.0 filminde ise 11 Eylül sonrasında, Amerika'nın içinde bulunduğu paranoya halinden hareketle, ülkenin tüm bilişimsel altyapısına yapılan siber saldırı hikayesi anlatılıyor.
Filmin konusundan bahsetmek gerekirse. John McClane, çalkantılı özel hayatı ve yaşadıkları sonucunda alkol tedavisi görmeye başlamış, karısından boşanmış ve çocukları ile arası pek iyi olmayan eski polis memuru olarak bu filmde yeniden karşımıza çıkıyor. New York Polis Departmanından ayrılan John McClane, devlete bağlı bir güvenlik şirketinde çalışmaya başlamıştır. Bir gün aldığı emir doğrultusunda, bilgisayar korsanı olan Matthew 'Matt' Farrell'ı evinden alıp, sorgulanmak üzere CIA'e teslim etmesi istenir. Matthew Farrell'ın evine vardığında, bilinmeyen kişilerce Matthew öldürülmeye çalışılır. Yaşanan çatışma sonrasında kurtulan Matthew ve John, istenilen yere gelir. Ancak bu arada Amerika, siber saldırı altındadır. Önce ulaşım sistemleri ardından tüm ekonomik sistemler bir anda bilgisayar korsanlarının eline geçmiş durumdadır. Kısaca "Ateş Baskını" denilen siber saldırıya maruz kalan Amerika, bu duruma tam da hazırlıklı değildir. İstemeden de olsa Matthew Farrell, bu ateş baskını olayına karışmış olduğunu anlar ve az çok nelerin olacağını bilmektedir. Diğer taraftan olaylara John McClane de istemeden de olsa dahil olmuştur. Artık John, Matthew ile birlikte hareket ederek tüm bu yaşananların önüne geçmeye çalışacaktır.
Filmin, öncelikle mükemmel ve orijinal bir hikaye üzerine kurulduğunu belirterek düşüncelerimi paylaşmaya başlayabilirim. Bilgisayarlarla özellikle yazılımla ilgileniyorsanız mutlaka Ateş Baskını ismini duymuşsunuzdur. İşte bu Ateş Baskını hikayesi üzerine kurulan belki ilk ve tek film dersem yanlış söylemiş olmam herhalde. Hikaye örgüsü ve hikayenin kademe kademe ilerlemesi son derece sağlam bir şekilde oluşturulmuştur. Daha ilk sahne ile birlikte film, seyirciyi kendisine bağlamakta ve sonuna kadar sıkmadan kendisini izletmektedir. Diğer taraftan serinin önceki filmlerine yapılan ufak göndermeler de filme ayrı bir hava katmıştır. Ancak hikaye ile ilgili söyleyebileceğim tek olumsuz şey ise filmin sonunun az çok tahmin edilebilir olduğudur. Daha sürprizli bir son ile film çok daha iyi olabilirdi düşüncesi bende ağır basmaktadır.
İyi hikayenin, sağlam aksiyonla harmanlanması ile ortaya son zamanların en iyi aksiyon filmlerinden biri çıkmıştır. Gerçi zaman zaman aşırıya kaçan bu sahneler "yok artık" dedirtse de ( McClane'nin tır ile savaş uçağından kaçtığı sahne ) filmin geneli içinde bu abartılı sahneleri izlemek çok da sıkmıyor izleyiciyi.
Matt Farrell karakterini canlandıran Justin Long'un rolünün hakkını verdiğini ve Bruce Willis ile iyi bir ikili oluşturduğunu da söylemek isterim. Diğer taraftan kötü karakteri canlandıran Timothy Olyphant'ın, rolüne çok yakıştığını, bu durumun da filmin başarısına ciddi şekilde etki ettiğini söylemeliyim.
Sonuç olarak iyi bir aksiyon filmi izlemek istiyorsanız, Zor Ölüm 4 sizler için iyi bir tercih olacaktır. İzlemenizi tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder