Evrim teorisine göre Dünya üzerinde görülen ilk insandan itibaren insanlık türü değişime uğrayarak günümüz modern insanına ulaşılmıştır. İşte bu evrim teorisi pek çok bilimsel araştırmaya, makaleye, kitaba, romana, filme, diziye ilham vermiştir. X-Men çizgi romanları ve sonrasında çekilmeye başlanan X-Men filmleri de bu konudan hareketle oluşturulmuştur. Gerçekten de X-Men dünyasının temelini; insanoğlunun evriminin devam etmesi ve günümüz modern insanının evriminin bir adım daha ileriye zıplayarak mutantların meydana gelmesi oluşturmaktadır.
X-Men First Class filmi ile daha önce vizyona girmiş olan tüm X-Men filmlerinin öncesine gidiyoruz. Bu film ile Dr. Xavier ve Magneto'nun nasıl tanıştığına, nasıl dost olduklarına ve sonrasında aralarındaki fikir ayrılıkları sebebiyle nasıl iki rakip olduklarına şahit olacağız. Magneto'nun, Brotherhood ekibini nasıl oluşturduğunu, Dr. Xavier'in nasıl tekerlekli sandalyeye mahkum kaldığını ve mutant okulunu nasıl açtığını yine bu filmde göreceğiz. Tüm bunları izlerken önceki filmlerden bildiğimiz pek çok karakterin ( Havok, Banshee, Mystique, Emma Frost, Magneto, Dr. Xavier gibi )gençlik hallerini de görme şansı yakalayacağız. Ayrıca mutantlar ile insanlar arasında yaşanan savaşın da temellerinin nasıl atıldığına da bu film ile şahit olacağız.
Neyse lafı fazla uzatmadan filmin konusundan da bahsetmek isterim. Filmimiz (ilk X-Men filmini izleyenler hatırlayacaktır) Eric Lensherr/Magneto'nun ( Michael Fassbender ) çocukluğunu geçirdiği toplama kampında başlıyor. Hatta ilk filmdeki sahne aynen alınmış ve devamı çekilmiş dersem yanılmış olmam herhalde. Annesi ve babasından zorla ayrılmak zorunda kalan Erik, yaşadığı travma ile normal bir insandan beklenmeyecek özellikler ( metallere hükmedebilme gücü ) gösterir ve bu sebeple toplama kampında bulunan bilimadamı Dr. Sebastian Shaw ( Kevin Bacon ) kendisini incelemeye başlar. Dr. Shaw bu mutant olayını incelemektedir ve bir şekilde gizliden gizliye insan evrimini hızlandırma ve bu sayede Nazilerin II.Dünya savaşını kazanacağı düşüncesi içindedir. Aradan yıllar geçer ve Dr. Shaw'un en azından kendi evrimini bir adım öteye taşıma emeline ulaşmış olduğunu görürüz. Artık Dr. Shaw'un tek amacı vardır: nükleer enerji kullanarak üçüncü Dünya savaşı çıkarmak. Ailesine yapılanlardan dolayı Erik Lensherr zaten Dr. Shaw'u aramaktadır. Bu arayışı sırasında yolu kendisi gibi güçlerini yeni yeni keşfetmeye başlayan Charles Xavier ( James McAvoy ) ile kesişir. Bundan sonra ikilinin tek amacı Dr. Shaw'u durdurarak III. Dünya Savaşı'nın çıkmasını engellemektir. Bunu yaparlarken de genç mutantları eğitecek ve onların yardımlarına başvuracaklardır.
Öncelikle belirtmeliyim ki daha önce çekilmiş olan X-Men filmlerinin hikaye bütünlüğünü bozmadan bu filmler ile anlatılan hikayenin temellerinin anlatıldığı mükemmel bir film. Ve kesinlikle söyleyebilirim ki en iyi X-Men filmi. Önceki filmlerin aksine Hugh Jackman/Wolverine gibi en sevilen X-Men karakterinin karizmasının ardına sığınmadan çekilen ilk film. Her ne kadar bir sahnede Wolverine ile karşılaşsak da bu filmde ilk defa olmak üzere Wolverine karakteri yok. Ama Michael Fassbender ve Kevin Bacon'un muhteşem oyunculukları ile Wolverine karakterini aratmadıkları da bir gerçek. Çizgi romanları okumamış, X-Men dünyasını sadece filmlerden takip edenler için kafalarda oluşmuş olan pek çok soru işaretini ortadan kaldıran, seriye yeni bir boyut kazandırmış olan mükemmel bir film.
Fazla söze gerek olmadan, sonuç olarak bu zamana kadar hala izlemediyseniz mutlaka izlemelisiniz. Aksi takdirde çok şey kaçırmış olacaksınız.
0 yorum :
Yorum Gönder