İkinci Dünya Savaşının görünmeyen gizli kahramanlarının akıl almaz hikayesi
22 Şubat 2015 gecesi düzenlenen Akademi Ödülleri töreninde En İyi Film ve En İyi Yönetmen de dahil 7 dalda Oscar'a aday olan ve bu sebeple adından sıkça bahsettiren filmlerden biri de başrollerinde Benedict Cumberbatch'ın yer aldığı The Imıtation Game / Enigma filmidir.
22 Şubat 2015 gecesi düzenlenen Akademi Ödülleri töreninde En İyi Film ve En İyi Yönetmen de dahil 7 dalda Oscar'a aday olan ve bu sebeple adından sıkça bahsettiren filmlerden biri de başrollerinde Benedict Cumberbatch'ın yer aldığı The Imıtation Game / Enigma filmidir.
Filmde İngiliz bilgisayar bilimcisi ve kriptolog Alan Turing'in gerçek hayat hikayesi anlatılmaktadır ( Kriptoloji basitçe; yazılı bilgi ve belgelerin istenmeyen taraflarca elde edilmesine ve okunmasına engel olan bir şifreleme sistemi olarak açıklanabilir ). Alan Turing, pek çok tarihçiye göre İkinci Dünya Savaşı'nın süresini kısaltan ve milyonlarca insanın hayatını kurtaran, görünmeyen savaş kahramanlarından biridir. Görünmeyen diyorum çünkü Alan Turing ve ekibinin yaptıkları "Devlet Sırrı" olarak görülmesi ve gizli tutulmasından dolayı, uzunca bir süre bu ekibin kahramanlıklarından kimsenin haberi olamamıştır. Bundan dolayıdır ki böyle bir filmin çekilmesi 2014 yılına kadar beklemiştir.
Her ne kadar filmde İkinci Dünya Savaşı yılları anlatılsa da bu film klasik bir İkinci Dünya Savaşı filmi değildir. Cephede yaşananlarla ilgilenmeyen Enigma filmi, daha ziyade bu savaşın perde arkası ile ilgilenmektedir. Nazilerin, şifreleri kırılamaz dedikleri ünlü şifreleme cihazı Enigma'nın kodlarının çözülmesinin ve tüm Dünyaya meydan okuyan Nazilerin nasıl savaşı kaybettiklerinin hikayesinin anlatıldığı son derece etkili bir filmdir. Kısaca cephede güçlü olan Almanların nasıl masa başında savaşı kaybettiklerinin hikayesi diyebilirim.
Film, Alan Turing'in hayatının beyazperdeye aktarılması bakımından son derece başarılı bir iş yapmıştır. Önceleri gençlik ve okul yıllarının gösterilmesi, sonrasında savaşın patlak vermesi ile birlikte, savaşın kaderini değiştirmek için girilen masabaşı mücadelesi ve savaş sonrası yılların kurgusal anlatımı son derece başarılıdır. Hikayenin sıkıcılıktan uzak anlatımı filmin en önemli artılarındandır. Ancak cinsel tercihi dolayısıyla gördüğü baskının ve sonucunda intihara götüren olaylarına fazla yer verilmemesi ve bu olayların adeta atlanması, filmi bence tam bir biyografi olmaktan çıkarmıştır. Gerçi bu durumun seyir zevkini düşürmeme ve seyirciyi sıkmamak açısından değerlendirildiğinde doğru bir tercih olduğu da düşünülebilir. Diğer taraftan cephede yaşananları bizlere göstermeden, bu savaş ortamının yaşattığı sıkıntıların seyirciye başarılı bir şekilde aktarılması da filmin yönetmeni Morten Tyldum'un en önemli başarılarındandır.
Filmin bu kadar beğenilmesindeki başlıca faktörlerden biri de üzerinde kafa yorulduğu çok belli olan ve bu sayede iyi düşünülmüş başarılı replikleridir. Adeta boş konuşmanın olmadığı bir film dersem yanlış söylemiş olmam herhalde. Ayrıca Benedict Cumberbatch'ın da üst düzey bir oyunculuk sergilediğini ve bu sebeple En İyi Aktör dalında bu sene Oscar'a aday olduğunu ancak ödülü kazanamadığını da belirtmeliyim.
Sonuç olarak son derece etkili bir film. Mutlaka izlemelisiniz.
0 yorum :
Yorum Gönder