Terminator hikayesinin karanlık tarafını anlatan başarılı bir film.
1984 yılında tabiri caizse yeni yetme bir yönetmen olan James Cameron tarafından çekilen ve bilim-kurgu sinemasında çığır açan ilk Terminator filminin üzerinden tam 25 yıl geçtikten sonra serinin dördüncü filmi olan Terminator Salvation / Kurtuluş filmi vizyona girdi. Peki James Cameron ve özellikle Arnold Schwarzenegger olmadan çekilen bir Terminator filmi ne kadar başarılı olabilir ?
1984 yılında tabiri caizse yeni yetme bir yönetmen olan James Cameron tarafından çekilen ve bilim-kurgu sinemasında çığır açan ilk Terminator filminin üzerinden tam 25 yıl geçtikten sonra serinin dördüncü filmi olan Terminator Salvation / Kurtuluş filmi vizyona girdi. Peki James Cameron ve özellikle Arnold Schwarzenegger olmadan çekilen bir Terminator filmi ne kadar başarılı olabilir ?
Neyse bu soruya yanıt vermeden önce filmin konusundan bahsedelim. Yıl 2018 ve artık Kıyamet Günü gerçekleşmiştir. Tüm dünya Skynet tarafından işgal edilmiştir. Kıyamet Günü'nden sağ kurtulan insanlar ise küçük guruplar halinde Skynet'e karşı direnmeye ve hayatta kalmaya çalışmaktadırlar. Bu arada John Connor ise bir yandan babası Kyle Reese'yi bulmaya çalışırken diğer taraftan da insan direnişine yön vermeye çalışmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda Skynet ile Skynet'in yokedici robotları arasında bir sinyalin varlığı keşfedilir. Eğer bu sinyal bloke edilebilirse, Skynet'in tüm yönettiği yokedicileri arasındaki bağlantısı kesilecek ve bu durum da Skynet'i yok etme fırsatını verecektir. Bloke edici sinyal bulunur ve tüm dünya çapında, insanoğlunun taarruzu başlamak üzeredir. Bu arada Marcus isimli gizem bir kişi de önce Kyle Reese ve onun yanında bulunan ufak kız Star ile karşılaşır. Ancak Kyle ve Star, Skynet'in avcıları tarafından yakalanır. Sonrasında ise Marcus, direniş askerleri ve John Connor ile karşılaşır. Marcus, başından geçenleri anlatır ve sonrasında ise Kyle ve Star'ı kurtarmak için peşlerinden gitmeye karar verir. Ancak Marcus ile ilgili büyük bir sıkıntı vardır. ( Sürprizbozan vermemek için burada Marcus ile ilgili durumu anlatmıyorum ). Bir şekilde Marcus, John Connor'ı ikna eder ve ikili Skynet'in merkezine, Kyle ve Star'ın tutsak olduğu yere doğru harekete geçerler.
Serinin ilk üç filminde, hikayenin hep aydınlık tarafını izlemiştik. İlk üç filmde, gelecekte yaşanacaklarla ilgili bazı sahneler bizlere gösterilmiş olsa da tam manasıyla nelerin yaşandığı Salvation ile bizlere gösterildi. Yani artık Salvation ile birlikte hikayenin karanlık tarafı gözler önüne serilmiş oldu. Kısacası seri günümüz dünyasından post apokaliptik yapıya tamamen bürünmüş oldu. Serinin 25 yıllık birikimine ihanet etmeden, o temeller üzerinde yükseliyor film. İlk üç filmde daha edilgen bir yapıda olan John Connor'ın daha etkin bir rol üstlenmesiyle, makinelerin dünyayı ele geçirdiği yeni dünya düzenindeki kaosu izleyiciye başarılı bir şekilde yansıtmasıyla film gayet iyi bir iş çıkarıyor. Arnold Schwarzenegger'in yokluğunu ise dönemin iki gözde oyuncusu Christian Bale ve Sam Worthington ile doldurmaya çalışan filmin, bu açıdan da az çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu noktada da Sam Worthinton'ın performansından ayrıca bahsetmek gerekir düşüncesindeyim. Zira oyuncu, gösterdiği performansla, başrolde yer alan Christian Bale'nin bile önüne geçmiş durumda.
Aksiyon olarak da izleyiciyi tatmin eden bir film olduğu düşüncesindeyim. Günümüz teknolojisinin tüm nimetlerinden yararlanan film, bu bakımdan da sınıfı geçmeyi başarıyor.
Sonuç olarak serinin ilk iki filmi ayarında olmasa da kesinlikle üçüncü film olan Makinelerin Yükselişi'nden çok daha iyi bir Terminator filmi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hikaye ve aksiyon olarak tatmin edici ve bu sebeple izlenmeye değer.
0 yorum :
Yorum Gönder