Seventh Son - Yedinci Oğul [2015]


Yedinci Oğlun Yedinci Oğlu. Vasatı geçememiş bir fantastik film...

                                                       
İngiliz Yazar Joseph Delaney'in yazmış olduğu "Wardstone Günlükleri" kitaplarından esinlenilmiş olan "Sevent Son/Yedinci Oğul" filminde Tom Ward'ın hikayesine şahitlik edeceğiz. 

Lafı fazla uzatmadan filmin konusundan bahsetmek isterim. "Şahin Şövalyeler" diğer adlarıyla "Hayaletler", cehennemin kötücül yaratıklarına ( filmde genellikle cadı olarak geçmektedir ) karşı savaşan kutsal savaşçılardır. Bu şövalyelerin her biri yedinci oğlun yedinci oğullarıdır. Karanlığın güçleriyle yapılan savaşlar sonucunda Hayaletlerin sayısı azılmıştır ve artık geriye bir tek Üstat Gregory ( Jeff Bridges ) kalmıştır. Cadıların kraliçesi Malkin'i ( Julianne Moore ) yakalayan Gregory bir sebepten ötürü Malkin'i öldüremez ancak onu hapseder. Ancak yüz yılda bir yaşanan kanlı ayın yaklaşması ile Malkin'in güçleri artar ve Malkin esaretinden kurtulur. Malkin'in tek amacı her zaman ki gibi tüm dünyayı yakıp yıkmaktır. Diğer taraftan çırağının ölmesi üzerine yeni bir çırak arayışına giren Gregory, Tom Ward'ı ( Ben Barnes ) kendisine çırak olarak seçer. Tom'un yedinci oğul olmasının yanı sıra başkaca özellikleri de ( spoiler vermemek için söylemiyorum ) vardır. Ancak Gregory'nin Tom'u eğitmek için sadece bir haftası kalmıştır. Sonrasında ise kanlı ay tamamlanacak ve Malkin'i öldürmek mümkün olmayacaktır. Macera da bu hadiseler üzerine gelişir.

Kitap uyarlaması olması sebebiyle filmin hikayesi sağlam temeller üzerine kurulmuştur. Ancak burada şöyle bir eleştiride bulunmadan geçemeyeceğim. Zira filmde hikaye tam olarak anlatılmadan doğrudan aksiyon başlamaktadır. Bu da hikaye olarak pek çok şeyin geçiştirilmesine sebep olmuştur. Bu bakımdan hikaye sürekli olarak atlayarak gitmekte ve bu sebeple de mantık hataları bol bol yer almaktadır. ( Gregory'nin Tom Ward'ı bulması, Tom'un ailesinin olanları hemen kabul etmesi, Tom'un birden bire dövüşmeyi öğrenmesi ve Tom ile Alice aşkının gelişmesi gibi. Bu örnekler çoğaltılabilir ). 

Fantastik bir film olarak pek çok benzeri olan film, türüne pek bir yenilik getirmemektedir. Hatta hikaye olarak benzerleri filmlerden geri kalmıştır düşüncesindeyim.

Filmle ilgili bir diğer olumsuz görüşüm ise Jeff Bridges ile ilgilidir. Nedendir bilinmez usta oyuncunun sürekli olarak sanki bıyığı düşmesin diye dudaklarını ileri uzatması ve film boyunca bu şekilde konuşması beni son derece rahatsız etmiştir. Son derece yapmacık bir oyunculuk sergilemiştir.

Gelelim filmle ilgili beğendiğim noktalara. İlk başta Julianne Moore'un oyunculuğundan bahsetmek isterim. Julianne Moore'un karakterine çok yakıştığını ve filmi adeta tek başına sırtladığını söylemeliyim. Julianne Moore olmasaydı filmin izlenir bir yanı kalmayacakmış düşüncesi bende ağır basmaktadır.

Diğer taraftan görsel efektler de son derece başarılıdır. Gerçi günümüz teknolojisinin geldiği nokta düşünüldüğünde bu durum normal karşılanmalıdır. Ancak yine de özellikle yaratıkların insana dönüşmesi mükemmel denilebilecek şekilde kurgulanmıştır. Filmin en beğendiğim özelliklerinden biri kesinlikle bu dönüşüm sahneleridir. 

Esinlenilen kitap serisinin yaklaşık olarak 15 kitaptan oluştuğunu düşünürsek, bu filmin de bir seriye dönüşmesi büyük bir ihtimal. Ancak pek çok sinema sitesinden maalesef düşük puanlar alması bu duruma engel olabilir. Neyse bekleyip görmek gerekir.

Kısacası yazdıklarım ışığında izleyip izlememek tamamen size kalmıştır.








Google Plus'ta Paylaş

Mehmet Nar

Bu site dizi ve filmlerle ilgili rehber olma amacıyla bir grup amatör tarafından güncellenmektedir.
    Blogger YORUMLARI
    Facebook YORUMLARI

0 yorum :

Yorum Gönder