Türe yenilik getiremeyen, klişelerle dolu sıradan bir aksiyon filmi
"Son nefesimde hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti lafı tamamen yalandır. Son nefesinde seni ele geçiren tek şey pişmanlıklarındır. Başarısız olduğun her şey, yüzüstü bıraktığın herkes, Daha fazla zamanın olsaydı geri dönüp değiştirebileceğin her şey"
"Son nefesimde hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti lafı tamamen yalandır. Son nefesinde seni ele geçiren tek şey pişmanlıklarındır. Başarısız olduğun her şey, yüzüstü bıraktığın herkes, Daha fazla zamanın olsaydı geri dönüp değiştirebileceğin her şey"
Run All Night / Gece Takibi filminin ana hikayesini filmin girişinde Jimmy Conlon karakterini canlandıran Liam Neeson'ın ağzından dinliyoruz.
Jimmy Conlon ( Liam Neeson ) New York'ta yer altı dünyasının önde gelen isimlerinden olan Shawn Maguire'ın ( Ed Harris ) en yakın arkadaşı, sağ kolu ve tetikçisidir. Shawn Maguire, 35 yıllık pis işlerini bir kenara bırakmış ve artık dürüst(!) yaşamaya çalışan bir iş adamı olmuştur. Jimmy ise geçmişte yaşadıklarından, ailesini terk etmenin verdiği pişmanlıktan ve öldürmek zorunda kaldığı insanların vicdan azabından kendisini alkole vermiştir. Diğer taraftan Shawn'ın oğlu Danny Maguire ( Boyd Holbrook ) ise babasının eski işlerini devam ettirmek istemektedir. Bu doğrultuda Arnavut mafyası ile uyuşturucu ticareti yapmak hususunda anlaşır. Danny, babasının şehirde sahip olduğu gücü kullanarak uyuşturucunun şehre girmesini sağlayacaktır. Ancak babası uyuşturucu işine girmeye yanaşmaz. Danny'nin Arnavutlarla yaptığı anlaşma suya yatınca, Arnavutlar önden peşin verdikleri yüklüce parayı Danny'dan geri istemektedirler. Arnavutlar toplanır ve Danny'nin evinde giderler. Burada çıkan çatışma sonucunda Danny, Arnavutları öldürür. Olaylara Jimmy Conlon'nun oğlu Mike Conlon ( Joel Kinnaman ) şahit olur. Jimmy, yıllardır görmediği oğlunun evine gider ve konuşmaması konusunda kendisini uyarır. Mike aslında konuşmayacaktır ancak Danny başlattığı işi temizlemek istemektedir. Danny, Mike'ı öldürmek için geldiğinde Jimmy'nin başka çaresi kalmaz ve oğlunun hayatını kurtarmak için en yakın arkadaşının oğlunu öldürür. Shawn Maguire kısasa kısa istemektedir. Bu nedenle Mike'ı öldürmek için harekete geçmiştir. Artık tüm şehir Jimmy ve Mike'ı aramaktadır. Jimmy ise oğlunu ve ailesini hayatta tutmak için amansız bir mücadelenin içine girmiştir.
Filmin öncelikle basit bir konu üzerine kurulduğunu belirtmek isterim. "Sen benim oğlumu öldürdün ben de seninkini öldüreceğim", filmin konusu tamamen bundan ibaret. Son zamanlarda çıkan hikaye bakımında zayıf kalan aksiyon filmlerine baktığımızda, bu filmlerin en azından bol aksiyon ve sağlam görsel efektler ile hikaye bakımından sahip oldukları açıkları kapatmaya çalıştıklarını göreceksinizdir. Ancak bu film için böyle bir şey de söylemek pek mümkün görünmüyor. Zaman zaman aksiyon seviyesi artsa da filmin, bu konuda pek doyurucu olmadığını söylemeliyim. Tek düze ilerleyen bir hikaye, avın kaçmaktan bıkıp avcı olması ve tahmin edilebilir bir final. Maalesef film, hikaye bakımında sınıfta kalmış durumda.
Oyunculuk olarak Liam Neeson'ın her zamanki performansını sergilediği ancak senaryo olarak kısıtlandığı için farklı bir şeyler ortaya çıkaramadığını belirtmek isterim. Liam Neeson'ın canlandırdığı Jimmy karakterinin "A Walk Among the Tombstones / Kanunun Ötesinde" filminde canlandırdığı Matt Scudder karakterine çok benzediğini söylesem yanlış söylemiş olmam herhalde. Aynı hayattan bıkmışlık, aynı pişmanlıklar, alkolizm.
Sonuç olarak pek çok açıdan benim için sınıfı geçememiş bir aksiyon filmdir. Liam Neeson'a olan büyük hayranlığıma rağmen maalesef beğenmediğimi belirtmek isterim. İzleyecek başka filmleriniz varsa bu filmi izlemeseniz de olur.
0 yorum :
Yorum Gönder