Yine kıyamet sonrası ve yeni yaşam alanları arama temalı bir film
Dünyanın yok olmanın eşiğine gelmesi ve insanoğlunun yeni yaşam alanları aramasına ilişkin son zamanlarda pek çok film vizyona girmiştir. İşte başrollerinde Tom Cruise, Andrea Riseborough ve Olga Kurylenko oynadığı Oblivion filmi de bu tarz bir bilim-kurgu filmi.
Dünyanın yok olmanın eşiğine gelmesi ve insanoğlunun yeni yaşam alanları aramasına ilişkin son zamanlarda pek çok film vizyona girmiştir. İşte başrollerinde Tom Cruise, Andrea Riseborough ve Olga Kurylenko oynadığı Oblivion filmi de bu tarz bir bilim-kurgu filmi.
Kısaca filmin konusundan bahsetmek gerekirse. Dünya Scav adı verilen uzaylı bir ırkın istilasına uğramıştır. İnsanoğlu, bu uzaylı istilasını ancak nükleer silah kullanarak geri püskürtmeyi başarabilmiştir. Ancak Dünya da yaşanmaz bir yer haline gelmiştir. Sağ kalan insanlar Satürn'ün en büyük uydusu olan Titan'a transfer edilmiştir. Titan'da yaşayan koloninin ihtiyaç duyduğu doğal kaynaklar halen dünyadan sağlanmaktadır. Jack Harper ( Tom Cruise ) ve eşi Victoria ( Andrea Riseborough ) Dünyada kalan bu doğal kaynakları Titan'a taşıyacak olan makineleri koruma, tamir etme görevini üstlenmişlerdir. Her ikisinin de tek isteği, bir an önce Dünyayı terk etmek ve Titan'a dönmektir. İşte böyle bir ortamda Jack'in zaman zaman görmekte olduğu rüyalar, Dünyaya bir uzay aracının düşmesiyle gerçeğe dönüşmeye başlayacaktır. Uzay aracından sağ kurtulan Julia ( Olga Kurylenko ), ikilinin bildiği her şeyin tekrar gözden geçirmesine neden olacaktır.
Öncelikle Oblivion filminin sağlam bir bilim-kurgu filmi olduğunu söyleyerek filmle ilgili düşüncelerimi paylaşmak isterim. Ancak son zamanların modası olduğu üzere bol aksiyonlu bir bilim-kurgu beklentisi içindeyseniz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Film, başlarda Jack karakterinin tek başına Dünyayı dolaşması ve doğal kaynakları toplamakla görevli makineleri kontrol etmesi dolayısıyla aksiyondan uzak bir şekilde ağır ilerlese de sahip olduğu gizemli ve heyecanlı yapısıyla seyirciyi sıkmamayı başarıyor. Filmin ağır başlayan girizgahı, muhteşem görsel efektlerle birleşerek bir anda seyirciyi içine çekmeyi başarıyor. Yok olmanın eşiğinde olan Dünyanın tasarlanması ve gözler önüne serilmesinde son derece hummalı bir çalışma mevcuttur. Kısaca bir anda kendinizi manzaranın tadını çıkarırken buluyorsunuz.
Filmin ortalarından itibaren, Julia karakterinin dahil olmasıyla birlikte film tek adamlıktan çıkmaktadır. Bu noktadan itibaren heyecan ve gizem daha da artmaktadır. Bu andan itibaren aksiyonun da alttan alttan verilmesiyle seyir zevki yükselmektedir.
Sonuç olarak sağlam ve farklı hikayesi, başarılı görsel efektleri ile izlenmeyi hak eden bilim-kurgu filmlerinden biridir. İzlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder