Exodus: Gods and Kings - Göç: Tanrılar ve Krallar


Dini kaynaklardan çok fazla sapılmadan, Hz. Musa'nın yaşamı
                                                                                                           
Öncelikle belirtmek isterim ki, söz konusu film, tamamen yönetme ve yapımcının kendi zekasının bir ürünüdür. Bu sebeple bu filmin bir sanat eseri olduğunu ve Hz Musa ile ilgili bir belgesel olmadığını kafanızdan çıkarmadan izlemenizi tavsiye ederim. Tamam sonuç olarak Hz. Musa'nın hikayesi anlatılıyor olsa da dediğim gibi bu hikayeyi bir film olarak izlemeli ve değerlendirmeliyiz. Ayrıca hikayenin daha çok Musevi kaynaklarına dayanarak senaryolaştırıldığını da aklınızdan çıkarmamanızı tavsiye ederim.

Filmimizin hikayesinden kısaca bahsetmek gerekirse; film milattan önce 1300 yılında İbranilerin Mısır'da yaklaşık olarak 400 yıldır köle olduklarını ve Mısır'ın görkemli inşasının İbranilerin elinden çıktığı hikayesi ile başlıyor. Hitit Ordusunun yaklaşık 16 bin asker ile Mısır sınırına dayanması ile birlikte savaş kaçınılmaz olmuştur. Ancak bu savaş öncesinde bir kehanet ortaya çıkar. Kahanette ise; bir liderin kurtarılacağını ve kurtarıcısının bir gün lider olacağı öngörülmektedir. Moses ( Christian Bale ) ve Seti'nin ( John Turturro ) oğlu Ramses ( Joel Edgerton ) kardeş gibi büyümüş iki gençtir. Savaşa Ramses önderlik etmektedir. Ancak savaş alanında Ramses ölümün eşiğine gelir ve Moses onu ölümden kurtarır. Ramses, kehanete bir kez inanmıştır ve bu sebeple ikilinin arası biraz sıkıntılı bir hal alacak gibidir. Bu arada Pithom şehrinde kölelerle ilgili sıkıntılar yaşanmaktadır. Seth, teftiş için oğlu Ramses'i göndermek ister. Ancak Moses, kendi gitmek istediğini Ramses'e bildirir ve Pithom'a gider. Pithom tam bir sefalet yeridir ve burada kölelere aşırı derecede kötü davranılmaktadır. Aksine Pithom valisi krallar gibi yaşamaktadır. Burada yine bir kehanet baş gösterir. Moses'ın aslında bir İbrani olduğu ve köle olan tüm İbranilerin kurtarıcısı olduğu kulaktan kulağa yayılır. Bu sırada firavun Seth ölür ve Ramses firavun olur. Moses'ın İbrani olduğu kehaneti Ramses'e kadar gelir. Ramses ise bu kehanet üzerine Moses'ı öldüremez ancak ölüme terk etmek için Mısır'dan sürgün eder. Sürgün sonrasında hayatta kalmayı başarır. Daha sonra ise kendisinin İbranilerin kurtarıcısı ve peygamberi olduğunun bildirilmesi ile birlikte, halkı için özgürlük mücadelesine öncülük edecektir.

Öncelikle film ile ilgili duyduğum rahatsızlıklardan bahsetmek isterim. Hikaye olarak dini kaynaklarda bahsedilenlerden çok fazla sapılmasa da "Tanrının" bir çocuk görüntüsünde biz sinemaseverlerin karşısına çıkarılmasından rahatsız olduğumu söylemeliyim. Tamam değer yargıları farklı olsa da böyle bir yola başvurulmaması bence daha yerinde bir seçim olacaktır düşüncesindeyim. Tamam sonuçta bu bir sanat eseri ancak herkese hitap etmesi ve insanların dini duygularını rencide etmemesi açısından Tanrı'nın insanlaştırılmaması daha doğru bir tercih olacaktır.
Filmle ilgili diğer bir olumsuz düşüncem ise İbranilerin, neden Hz. Musa'nın peşinden gittiklerinin tam olarak anlatılmaması, O'na inanmalarını sağlayan nedenler üzerinde pek fazla durulmamış olmasıdır. Hatta Hz. Musa'nın bile kendisini tam olarak İbrani olarak görmemesi ve sarayda büyümenin getirdiği yukarıdan bakma hissi bende filmin sonuna kadar var olmuştur.

Filmin, Hititlerle olan savaşla hızlı bir giriş yapması izleyicinin bir anda ekran başına kilitlenmesine neden olmaktadır. Ancak filmin aynı hızla bir anda aksiyondan sıyrılarak yavaşlaması ancak bu yavaşlama içinde olayların çok hızlı bir şekilde gelişmesi benim için tam bir akıl karışıklığına neden olmuştur. Zira Hz. Musa'nın Mısır'dan sürgün edilmesi, bu sürgünden kurtulması, evlenmesi, çocuğunun olması, bu çocuğun 9 yaşına gelmesi, peygamber olduğunun kendisine bildirilmesi ve halkını kölelikten kurtarması gerektiği yaklaşık beş on dakikanın içinde gelişip sonuçlanmaktadır. Sonrasında ise adeta bir halkın fantastik öğelerle süslenmiş kurtuluş mücadelesine şahit oluyoruz dersem yanlış söylemiş olmam herhalde.

Benim için filmin en başarılı yönü, Christian Bale'nin oyunculuğu, mekan ve kostüm tasarımlarındaki mükemmellik ve kullanılan muhteşem görsel efektlerdir. Özellikle Mısır'da yaşanan felaketler ( Nil Nehrinin kana bulanması, çekirgeler, salgın hastalık vb ) ve Kızıl Deniz'in ayrılmasından ziyade geri kapanması çok sağlam bir şekilde beyazperdeye aktarılmış durumdadır. Mekan ve kostüm tasarımlarındaki başarılı çalışma olayların geçtiği yılların izleyiciye yansıtılmasının çok kolay bir şekilde gerçekleşmesini sağlamıştır.

Son söz olarak izlenmeye değer bir film olduğunu düşünüyorum. İzlemenizi tavsiye ederim.

Exodus: Gods and Kings (2014) on IMDb

Google Plus'ta Paylaş

Mehmet Nar

Bu site dizi ve filmlerle ilgili rehber olma amacıyla bir grup amatör tarafından güncellenmektedir.
    Blogger YORUMLARI
    Facebook YORUMLARI

0 yorum :

Yorum Gönder