Toplumun kadına bakış açısını anlatan son derece etkili bir film.
Güneyde bir kasabada yaşayan Grace ( Julia Roberts ), hayat hakkında çok da kafa yormayan, evli bir kadındır. Bir gün kocasının Eddie'nin ( Dennis Quaid ) kendisini aldattığını görür. Görür derken, mecaz yapmıyorum. Sahiden görür. Arabasıyla evine giderken, kocasının sarışın bir hatunla öpüştüğünü, flörtleştiğini görür ama o anki şokla hiç bir şey yapamaz. Eve gelip, kocasını beklemeye başlar. Ancak kocası bir türlü eve gelmemekte, arada bir arayarak işyerinde işlerin uzadığından dem vurmaktadır. Bu duruma çıldıran Grace, kocasını restorantta o kadınla basar!
Kıyamet bundan sonra kopar. Grace gördüklerine daha fazla katlanmaz ve babasının evine döner. Boşanmaya kararlıdır. Ancak yaşadıkları yer küçük bir şehirdir ve bu tür şeyler daima diğer kadınlarca görmezden gelinmiştir. Bırakın çevreyi, kendi anne babası dahi Grace'e evine dönmesi yönünde manevi baskı uygulamaktadır. Ona destek veren tek kişi ise kız kardeşi Emma'dır ( Kyra Sedgwick ).
Eddie bir süre durumu anlayamaz. Karısının kendisini affetmesinin bir nevi görevi olduğunu düşünmektedir. Ancak Grace’in kesin tavrı ve biraz da düşünme sonrası, yaptığı hatanın farkına vararak kendini Grace’e affettirmek için elinden geleni yapar. Genç yaşta evlenip çoluk çocuk sahibi olduktan sonra birbirlerinden uzaklaşmaya başlayan çiftimiz, tekrar birbirine aşık olabilecek midir?
Toplumun kadına bakış açısı ve bu durumla nasıl yüzleşeceğimizin anlatıldığı, ancak en sonunda kendi tercihlerimizin önemli olduğu derslerini veren başarılı bir film. İzlemenizi tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder