Macera bu sefer biraz daha farklı bir tarz ile devam ediyor. Hikayenin üçüncü filmi karşınızda
Geçmişte yaptığımız hatalar gün gelir bizi çok zor bir durumda bırakacak şekilde karşımıza çıkabilir. Demir Adam 3 filmini kısaca tek bir cümle ile özetlemek gerekirse bu cümleyi kurmak gerekir.
Neyse fazla lafı uzatmadan filmin konusundan bahsedelim. Filmimiz mucit Aldrich Killian'ın ( Guy Pearce ) 1999 yılında Tony Stark ( Robert Downey Jr ) ile tanıştığı gün ile başlıyor. Aldrich Killian yeni projelerle Tony Stark'tan destek beklerken, adeta aşağılanırcasına reddediliyor. Bu kısa flashback'ten sonra günümüze dönen film, Avengers filminin sonrasını konu alıyor. Avengers filminde yaşanan olaylar sonrasında panik ataklar yaşamaya başlayan Tony, tüm şirketinin yönetimini Pepper Potts'a ( Gwyneth Paltrow ) bırakarak inzivaya çekiliyor. Tüm bunlar yaşanırken diğer taraftan da acımasız terörist Mandarin ( Ben Kingsley ), biyolojik silah olarak kullandığı askerler ile dünyayı kontrolü altına almak üzeredir. Mandarin’in güçlerinin kaynağı ise Killian’ın Extremis kod adlı süper virüsüdür. Mandarin tehlikesini ortadan kaldırmak için Tony Stark belki de hayatının en büyük yanlışlarından birini yapıyor. Tony Stark, Mandarin'i herkesin gözleri önünde televizyondan tehdit ediyor. Tehdidin karşılığı ise Tony Stark'ın evine yapılan büyük bir saldırı oluyor. Tüm elindeki teknolojiyi kaybeden, diğer yandan sevdiğinin hayatını son anda kurtaran Tony Stark'ın en büyük imtihanı başlıyor. İşte bu noktada şu soru akıllara geliyor: Zırh mıdır adamı adam yapan yoksa adam mıdır zırhı zırh yapan ? Bu soru üzerine Tony Stark'ın ölüm kalım savaşı başlıyor.
İlk iki Demir Adam filminin aksine bu filmde yönetmen koltuğunda Shane Black oturmaktadır. Jon Favreau'nun yönetmenlikten ayrılması ile film başka bir tarza geçiş yapmıştır. Zira üçüncü film, diğer filmlerin aksine daha kaliteli bir espri anlayışına ve hikaye anlatımına sahiptir. Geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki köprünün kurulumu, geçmişte yapılan hataların nelere mal olabileceği olgusu filmde seyirciye sağlam bir şekilde aktarılmaktadır.
Diğer taraftan Tony Stark'ın adeta çulsuz kaldığı zamanlarda aklını kullanarak sorunları çözmesi, bu arada tanıştığı genç insan Harley Kenner'ın ( Ty Simpkins ) hikayeye ayrı bir hava katması, usta oyuncu Ben Kingsley'in varlığı filmin en önemli artılarındandır.
İyi hikayesi, yerinde ve dozunda aksiyon ve komedi unsuru, başarılı görsel efektleri ve oyuncu kadrosu ile belki de serinin en iyi filmidir.
Bir iki mantık hatası olsa da ( mesela Tony Stark'ın zora düştüğü anda Nick Fury ve Avengers gurubundaki arkadaşlarından yardım istemesi durumunda tüm sorunlar çözülebilecekken böyle bir yola başvurmaması ) bu mantık hatalarının filmin kalitesini düşürmediği düşüncesindeyim.
Sonuç olarak ikinci nesil Marvel filmlerinin başlangıcı sayılan bu filmi yine tüm hikayeye hakimiyet açısından önemli olması sebebiyle izlemenizi tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder