Korkuyu başkalarının üzerinde kullanmak için önce kendi korkularının üstesinden gelmen gerekir.
Amerika'nın en önemli iki çizgi roman şirketinden biri olan Dc Comics'in belki Superman'den sonra en tanınmış ve en önemli karakterlerinden biridir Batman.
Benim için de batman karakterinin ayrı bir önemi vardır. Zira diğer süper kahramanların aksine hiç bir süper gücü olmadan kahraman olan, halkına ilham düşmanlarına korku veren bir karakter olması sebebiyle ayrı bir severim kendilerini.
Batman ile ilgili bu zamana kadar pek çok film çekilmiştir. Ancak bu filmler daha ziyade gerçeklikten uzak fantastik filmler olmuştur. Fantastik filmlere konu olması sebebiyle bu zamana kadar Batman hikayesinin heba edildiği düşüncesindeyim; ta ki hikayeyi Christopher Nolan ele alana kadar.
Christopher Nolan ile Batman, kara şövalyeye dönüşmüştür. Kara Şövalye üçlemesinin ilk filmi Batman Begins / Batman Başlangıç filmidir. Bu seri, diğer Batman filmlerinin aksine daha gerçekçi ve daha karanlık bir dünyada geçmektetir. Adeta unutulmaya yüz tutmuş Batman karakteri küllerinden yeniden doğmaktadır.
Çocukken ailesinin öldürülüşüne tanık olan Bruce Wayne ( Christian Bale ), Gotham Şehrine ve her şeye olan inancını yitirmiştir. Dünyayı dolaşmaya başlayan Bruce, Bhutan topraklarında hapse düşer. Burada Henri Ducard ( Liam Neeson ) ile tanışan Bruce, Gölgeler Birliği denilen gizli bir teşkilatın eğitimi altına girer. Burada zorluklara göğüs germeyi, dövüşmeyi ve hayatı öğrenen Bruce, bir şekilde buradan kaçarak Gotham Şehrine geri döner. Döner dönmez Gotham'ı daha yaşanabilir bir yere çevirebilmek için çalışmalara başlar. Bruce, bunu yaparken, hayatta en çok korktuğu şeyi suçluların yüreğine korku düşürmek için kullanır ve Batman'e dönüşür. Artık babası gibi Gotham'ı daha iyi bir yer yapmak için çalışmaktadır. Ancak biraz yöntemi farklı olacaktır. Bu savaşında tabi ki tek başına hareket etmeyecektir. Babası öldükten sonra kendisine babalık yapan Alfred ( Michael Caine ), şirketinde çalışan ve kendisine her türlü teknolojiyi sağlayan Lucius Fox ( Morgan Freeman ) ve komiser Jim Gordon ( Gary Oldman ) kendisinin en büyük destekleyicileri olacaklardır.
Bu seri ile ilgili o kadar fazla söylenecek şey var ki nereden başlayacağımı bilemiyorum. Öncelikle Christopher Nolan'dan başlamak lazım düşüncesindeyim. Zira yok olmak üzere olan bir karakteri alıp mükemmel bir film ortaya çıkarmış durumda. Batman'i batman yapan olayları en ince ayrıntısına kadar kurgulanmış bizlere başarılı bir şekilde aktarılmıştır. Bruce Wayne'nin intikamla beslenen yüreğinin adalet için atmaya başlayan bir Sembol'e dönüşünü en ince ayrıntısına kadar anlatılmaktadır. Hikayenin fantastiklikten kurtularak daha gerçekçi bir şekilde kurgulanması, yeraltı dünyası ile kirlenmiş politikacı ve polislerin arasındaki ilişkinin tüm çarpıcılığı ile gözler önüne serilmesi filmin en önemli artıları arasında. Tüm bu başarılı hikayenin üzerine Christian Bale, Michael Caine, Morgan Freeman, Liam Neeson, Gary Oldman, Ken Watanabe, Tom Wilkinson gibi mükemmel bir oyuncu kadrosunun yer alması da filmin başarısında önemli rolü olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Her bir karakter üzerinde itina ile durulduğu çok aşikar olan bir film
Her Batman filminde olduğu gibi bu filmde de Batmobil ve Batman kıyafeti yeniden tasarlanmıştır. Diğer filmlerin aksine daha farklı bir Batmobil tasarlanmıştır. Önceki filmlerde daha ziyade yarış arabası gibi tasarlanan Batmobil, bu filmde adeta bir tanka çevrilmiştir. Kıyafetin de tayt görünümünden daha bir zırh gibi olduğunu ve bunların da başarılı tercihler olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Bu kadar şeyden bahsettikten sonra en son olarak da film müziklerinden bahsetmek isterim. Filmin müziklerini efsane Hans Zimmer yapmıştır. Bu da filmin başarısında önemli bir yer tutmaktadır.
Sonuç olarak bu zamana kadar bu efsaneyi hala izlemediyseniz çok şey kaybetmişsiniz demektir. Ama hatadan ne kadar erken dönerseniz o kadar iyi düşüncesiyle ilk fırsatta mutlaka izlemelisiniz düşüncesindeyim.
0 yorum :
Yorum Gönder