Bruce Willis'i tüm dünyaya sevdiren film serisinin ilk filmi.
Bruce Willis denilince benim aklıma ilk gelen film kesinlikle Die Hard/Zor Ölüm serisinin ilk filmidir. Mavi Ay isimli dizi ile adını duyurmuş olsa da kariyerinin farklı seviyelere çıkmasını az çok Die Hard/Zor Ölüm serisine borçludur diye düşünüyorum.
1988 yılında vizyona girmiş olan Die Hard/Zor Ölüm filmi, her ne kadar ödül kazanamamış olsa da 4 dalda Oscar'a aday gösterilmiştir. Bu başarısının üzerine devam filmlerinin de gelmesi gecikmemiştir. Şu ana kadar 5 adet Die Hard/Zor Ölüm filmi vizyona girmiştir.
Neyse kısaca filmin konusundan bahsetmek gerekirse. New York Polis Departmanında görevli John McClane'nin ( Bruce Willis ) karısı ile arası bozuktur. Kendisi New York'da görevliyken karısı Holly Gennaro McClane ( Bonnie Bedelia ) Los Angeles'da Dünyanın en teknolojik gökdelenlerinden biri olan Nakatomi Plaza'da çalışmaktadır. John, aralarını düzeltmek amacıyla Noel tatilinde Los Angeles'a gelir. Karısının çalıştığı binadaki noel partisine katılmak için kıyafetlerini değiştirirken, bina Hans Gruber ( Alan Rickman ) liderliğindeki teröristlerce ele geçirilir. Binanın dış dünya ile bağlantısı kesilir ve ayrıca binadaki herkes rehin alınır. Tabi ki John McClane hariç. John, hem binada gerçekleşen terör eylemini polise haber vermeye çalışırken hem de binadakileri kurtarmaya çalışmaktadır. Ancak karşısında donanımlı bir ekip varken kendisinin sadece tek bir tabancası bulunmaktadır. Artık zamana karşı yarış başlamıştır. Fakat bu yarış hiç de kolay olmayacaktır.
Çekilmiş olduğu yıla göre düşündüğümüzde son derece sürükleyici bir hikayeye sahip olan bir film ile karşı karşıyayız. Filmin ilk bölümü, John ve karısı arasındaki ilişkiyi anlatabilmek için ağır başlasa da terör eyleminin başlamasıyla heyecan giderek yükselmektedir. Bu andan itibaren kendinizi hikayeye kaptırıyorsunuz ve film su gibi akıp gidiyor. İki saati aşkın izleme süresine rağmen, seyirciyi sıkmadan ekran başında tutmayı başaran iyi bir aksiyon filmi dersem yanlış söylemiş olmam herhalde.
Aslında düşündüğünüzde tek bir polis memurunun tam donanımlı bir terör ekibine karşı adeta savaşa girmesi saçma gelse de filmi izlediğinizde böyle bir his oluşmuyor. Bu da herhalde hikaye anlatımının samimi olmasından ve Bruce Willis'in başarılı oyunculuğundan ileri geliyor. Gerçekten de Bruce Willis'in tek başına filmi sırtlayıp alıp götürdüğünü söylemeliyim.
Sonuç olarak türünün en önde gelen örneklerinden biri olan bu muhteşem filmi mutlaka izlemelisiniz.
0 yorum :
Yorum Gönder