Pek çoğumuzun yapmak isteyip de gerçekleştirmeye çalışmadığı veya çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleştiremediği hayalleri vardır. Genelde geçim derdi, hayat şartları, zaman yokluğu vb bahaneler buluruz kendimize. Peki yarının ne getireceğini dahi bilmeden bu hayallerimizi ertelemek ne kadar da doğrudur.
İşte "Şimdi Ya Da Asla / The Bucket List " filmi tam da bu noktadan hareketle çekilen bir film. Edward ( Jack Nicholson ) ve Carter ( Morgan Freeman ) birbirlerine tamamen iki zıt karakterde insandır. Edward, zengin, bencil ve biraz da asosyal bir adamdır. Carter ise fakir, iyi huylu, inançlı ve naif bir insandır. Bu ikilinin yolları maalesef bir hastane odasında kesişir. Zira ikisi de son evra kanser hastasıdır ve aynı odada tedavi görmektedirler. Bu iki zıt karakter arasında zamanla sağlamlaşmaya başlayan bir dostluk gelişmeye başlamıştır. Carter, kendi kendisine bir şeyler yazmaya başlar. Daha doğrusu, zamanında yapmak isteyip de yapamadığı şeylerin bir listesini tutmaya başlar. Bir gün bu liste Edward'ın eline geçer. Artık ikili bir karar vermek zorundadır. Hayatlarının son günlerini bu hastane odasında mı geçireceklerdir ya da tedaviyi bırakıp bu listede yazanları mı gerçekleştirmeye çalışacaklardır. Sorunun cevabı basittir aslında. Her ikisi de öleceklerini bilmektedir ve son günlerini hastane odasında geçirmek istememektedirler. Sonuçta hastaneden kaçarak hayallerinin peşinden koşmaya başlarlar.
Klasik bir konuya sahip olsa da film, sahip olduğu akıllıca düşünülmüş diyalogları ve iki usta/efsane aktörün mükemmel oyunculukları ile benzerlerinden bir kaç adım ileri çıkmaktadır. Hayallerin peşinden koşulması gerektiği karar aşamasına kadar hemen hemen sadece hastane odasında geçen film, bu karar aşamasından sonra adeta skeçler şeklinde ilerlemeye başlamaktadır. Paraşütle atlamak, pistte Mustang kullanmak, piramitleri görmek, Çin Seddi üzerinde motorsiklet kullanmak gibi hayallerin gerçekleştirilmesi birer skeç gibi gözler önüne serilmektedir.
Filmin başarısındaki bir diğer önemli etmen de Jack Nicholson ve Morgan Freeman kendi tarzlarına uygun karakterleri canlandırmalarıdır düşüncesindeyim. Jack Nicholson'ın biraz daha uçuk kaçık olması ve hareketli olması, Morgan Freeman'ın ise daha sakin ve olgun davranması, mükemmel uyumlu bir çiftin oluşmasını sağlamıştır. Karakterlerin birbirleri ile olan uyumu, seyirciye daha sıcak bir hava oluşturmaktadır.
Sonuç olarak zaman zaman güldüren zaman zaman hüzünlendiren bu filmi, vermeye çalıştığı dersler açısından mutlaka izlemeniz gerekmektedir.
Hayallerinizi ertelemeyin ve onları gerçekleştirmeye başlayın.
0 yorum :
Yorum Gönder