Christopher Nolan'dan akılları zorlayacak usta işi bir film. Son zamanların en iyilerinden.....
Son zamanlarda orijinal konu bulmakta zorlanan sinema sektörü ya eski başarılı yapımları yeniden çekmeye yöneldi ya da çizgi roman veya fantastik edebiyat dünyasından esinlenilen filmleri seri halde çekmeye yöneldi. Zira son zamanlarda vizyona giren filmlere baktığımızda bu filmlerin genellikle orijinallikten uzak, basit konularla, bol aksiyon ve daha da bol görsel efektlerle süslenmiş bir şekilde karşımıza çıktığını göreceksiniz. Tabiki bu filmlerin arasında Interstellar, Enigma, Hobbit Serisi, Batman Kara Şövalye Serisi, Kingsman: Secret Service ve Marvel filmleri gibi iyi filmler de yer almaktadır. Ancak geneli düşündüğümüzde yılda bir veya iki tane kaliteli film izliyoruz düşüncesindeyim.
İzlediğim zaman beni derinden etkileyen filmlere şöyle bir göz attığımda, bu filmlerin genellikle aynı yazar ve yönetmenin elinden çıktığını görüyorum. Evet bu isim Christopher Nolan. Following/Takip, Memento/Akıl Defteri, Batman Dark Knight Serisi, Interstaller/Yıldızlararası gibi filmlerin yazar ve yönetmeninden, en az bu saydıklarım kadar etkili bir diğer film de Inception / Başlangıç filmidir. Belki de Christopher Nolan’ın şu zamana kadarki en iyi filmi. Bu filmi izlediğinizde sinemanın ne kadar yaratıcı ne kadar akla hayale sığmayacak bir yapıya sahip olabileceğini göreceksiniz.
Kısaca filmin konusundan bahsetmek gerekirse; Dominic Cobb ( Leonardo DiCaprio ) farklı özellikleri olan işinde usta bir hırsızdır. Ancak Cobb’un uzmanlık alanı, insan zihni ve rüyalar alemidir. Cobb, sahip olduğu bu özel yeteneği sayesinde insanların en savunmasız olduğu rüya görme anında, onların akılları içine girerek bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çalabilmektedir. Bu sıradışı yetenek, Cobb’u uluslararası casusluğun tehlikeli dünyasında aranan bir isim haline getirmiştir. Diğer taraftan yine bu sıradışı yeteneği yüzünden, aranan bir kaçak durumuna da düşmüştür. İşte tam da böyle bir anda Cobb’a hayatını geri kazanabileceği son bir iş teklif edilir. Ancak bu sefer Cobb, sahip olduğu yetenekleri ile bir fikri çalmayacaktır. Artık amaç bir fikri, istenilen kişinin zihnine yerleştirmektir.
Öncelikle Christopher Nolan’ın bu filmin hikayesini yaklaşık on yıllık bir sürede yazdığını belirtmeliyim. Ancak bu orijinal ve sıradışı hikayenin kurgulanmasındaki başarıyı gördüğünüzde, böyle bir hikayenin tasarlanabilmesi için on yılın çok da uzun olmadığı sonucuna varacaksınız. Aslında karışık olan hikayenin ilmek ilmek işlenmesi filmin en büyük başarısıdır. Kaldıki filmin finali üzerine, sinemaseverlerce yüzlerce ayrı fikir ve teori ileri sürülmüş olması da filmi bu kadar değerli yapan başlıca faktörlerdendir.
Usta işi bu hikayeye ilaveten görsek efektlerdeki başarının da eklenmesi seyir zevkinin tavan yapmasını sağlamaktadır. Rüyalar alemi gibi aslında bizler için tam bir muamma olan bir dünyanın tasvir edilmesi ve bunun seyirciye yansıtılması tam bir görsel şölen dersem yanlış söylemiş olmam herhalde. İnsan zihninin içindeki labirentlerin hayal edilmesi ve sonrasında bunların görselliğe dökülmesi üstün bir zekanın işi olarak karşımıza çıkıyor.
Filmin, hikaye ve görsel efektlerde sahip olduğu başarıya paralel olarak oyuncu seçiminde de iyi iş çıkardığını söyleyebilirim. DiCaprio’nun D.Cobb rolüne çok yakıştığını, Joseph Gordon-Levitt, Marion Cotillard, Tom Hardy ve Ken Watanabe gibi isimlerin rollerinin hakkını verdiklerini belirtmeliyim.
Sonuç olarak IMDb’de 1 milyondan fazla kişinin oylaması sonucunda 8,8 gibi bir puan almış, son yılların en iyi filmi. Bu zamana kadar izlemediyseniz çok şey kaçırmışsınız demektir. İzlemediyseniz mutlaka bir boş zaman yaratın ve bu şaheseri izleyin.
Fragman
Son zamanlarda orijinal konu bulmakta zorlanan sinema sektörü ya eski başarılı yapımları yeniden çekmeye yöneldi ya da çizgi roman veya fantastik edebiyat dünyasından esinlenilen filmleri seri halde çekmeye yöneldi. Zira son zamanlarda vizyona giren filmlere baktığımızda bu filmlerin genellikle orijinallikten uzak, basit konularla, bol aksiyon ve daha da bol görsel efektlerle süslenmiş bir şekilde karşımıza çıktığını göreceksiniz. Tabiki bu filmlerin arasında Interstellar, Enigma, Hobbit Serisi, Batman Kara Şövalye Serisi, Kingsman: Secret Service ve Marvel filmleri gibi iyi filmler de yer almaktadır. Ancak geneli düşündüğümüzde yılda bir veya iki tane kaliteli film izliyoruz düşüncesindeyim.
İzlediğim zaman beni derinden etkileyen filmlere şöyle bir göz attığımda, bu filmlerin genellikle aynı yazar ve yönetmenin elinden çıktığını görüyorum. Evet bu isim Christopher Nolan. Following/Takip, Memento/Akıl Defteri, Batman Dark Knight Serisi, Interstaller/Yıldızlararası gibi filmlerin yazar ve yönetmeninden, en az bu saydıklarım kadar etkili bir diğer film de Inception / Başlangıç filmidir. Belki de Christopher Nolan’ın şu zamana kadarki en iyi filmi. Bu filmi izlediğinizde sinemanın ne kadar yaratıcı ne kadar akla hayale sığmayacak bir yapıya sahip olabileceğini göreceksiniz.
Kısaca filmin konusundan bahsetmek gerekirse; Dominic Cobb ( Leonardo DiCaprio ) farklı özellikleri olan işinde usta bir hırsızdır. Ancak Cobb’un uzmanlık alanı, insan zihni ve rüyalar alemidir. Cobb, sahip olduğu bu özel yeteneği sayesinde insanların en savunmasız olduğu rüya görme anında, onların akılları içine girerek bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çalabilmektedir. Bu sıradışı yetenek, Cobb’u uluslararası casusluğun tehlikeli dünyasında aranan bir isim haline getirmiştir. Diğer taraftan yine bu sıradışı yeteneği yüzünden, aranan bir kaçak durumuna da düşmüştür. İşte tam da böyle bir anda Cobb’a hayatını geri kazanabileceği son bir iş teklif edilir. Ancak bu sefer Cobb, sahip olduğu yetenekleri ile bir fikri çalmayacaktır. Artık amaç bir fikri, istenilen kişinin zihnine yerleştirmektir.
Usta işi bu hikayeye ilaveten görsek efektlerdeki başarının da eklenmesi seyir zevkinin tavan yapmasını sağlamaktadır. Rüyalar alemi gibi aslında bizler için tam bir muamma olan bir dünyanın tasvir edilmesi ve bunun seyirciye yansıtılması tam bir görsel şölen dersem yanlış söylemiş olmam herhalde. İnsan zihninin içindeki labirentlerin hayal edilmesi ve sonrasında bunların görselliğe dökülmesi üstün bir zekanın işi olarak karşımıza çıkıyor.
Filmin, hikaye ve görsel efektlerde sahip olduğu başarıya paralel olarak oyuncu seçiminde de iyi iş çıkardığını söyleyebilirim. DiCaprio’nun D.Cobb rolüne çok yakıştığını, Joseph Gordon-Levitt, Marion Cotillard, Tom Hardy ve Ken Watanabe gibi isimlerin rollerinin hakkını verdiklerini belirtmeliyim.
Sonuç olarak IMDb’de 1 milyondan fazla kişinin oylaması sonucunda 8,8 gibi bir puan almış, son yılların en iyi filmi. Bu zamana kadar izlemediyseniz çok şey kaçırmışsınız demektir. İzlemediyseniz mutlaka bir boş zaman yaratın ve bu şaheseri izleyin.
Fragman
0 yorum :
Yorum Gönder