Önce oyuncak, sonra çizgi dizi, şimdi de sinema filmi. Joelar karşınızda
İlk kez 1960'lı yıllarda, Amerikan milliyetçiliğini insanlara sevdirmek amacıyla üretilen çocuk oyuncakları ile tanıştığımız G.I.Joe'lar, televizyon ve sinema sektörünün gelişmesiyle önce bir çizgi diziye ardından da bir sinema serisine dönüşmüştür. Kısacası filmde bolca Amerikan propagandası görmek mümkündür. Ancak hemen hemen tüm Hollywood yapımlarında bu duruma rastlamak mümkün olduğundan, filmle ilgili düşüncelerimi yazarken bu duruma fazla yer vermeyeceğim.
İlk kez 1960'lı yıllarda, Amerikan milliyetçiliğini insanlara sevdirmek amacıyla üretilen çocuk oyuncakları ile tanıştığımız G.I.Joe'lar, televizyon ve sinema sektörünün gelişmesiyle önce bir çizgi diziye ardından da bir sinema serisine dönüşmüştür. Kısacası filmde bolca Amerikan propagandası görmek mümkündür. Ancak hemen hemen tüm Hollywood yapımlarında bu duruma rastlamak mümkün olduğundan, filmle ilgili düşüncelerimi yazarken bu duruma fazla yer vermeyeceğim.
Neyse lafı fazla uzatmadan filmin konusundan bahsetmek isterim. M.A.R.S. silah teknolojileri şirketinin sahibi ve silah uzmanı James McCullen ( Christopher Eccleston ) tarafından üretilmiş olan nanoteknoloji tabanlı silahların transferi sırasında görevli olan Duke (Channing Tatum) ve Ripcord'un (Marlon Wayans) ekibi Baroniçe ( Sienna Miller ) isimli bir terörist tarafından saldırıya uğrar. Duke ve Ripcord, içlerinde Scarlett (Rachel Nichols), Snake Eyes (Ray Park), Breaker (Saïd Taghmaoui) ve Heavy Duty (Adewale Akinnuoye-Agbaje) gibi isimlerin yer aldığı bir Joe ekibi tarafından kurtarılır. Silahlar, Mısır'da çölün ortasında bulunan ve adına Çukur adı verilen Joe merkezine götürülür. Duke'un, Baroniçe'yi tanıdığını ve ancak ekibe dahil olmaları şartıyla sahip olduğu bilgiyi paylaşacağını söylemesi üzerine Duke ve Ripcord, Joe ekibine dahil olurlar. Tüm bunlar yaşanırken Çukur, Kobra isimli terörist örgüt tarafından basılır ve M.A.R.S. teknolojilerine ait silahlar çalınır. Artık Joeların tek amacı çalınan silahları geri almak ve Dünyayı Kobra denilen bu örgütten kurtarmaktır.
Ufak tefek mantık hataları olsa da film iyi bir hikaye üzerine kurulmuştur. Bazı sahneler çizgi romandan fırlamışçasına yapmacık gibi dursa da sonuç olarak filmin yapısı bu durumları kaldırmaya müsait. Bazı noktalarda sürprizli denilebilecek hikayesi ( ki bu sürprizler genellikle Kobra teşkilatı içinde yer alan önemli şahsiyetlerin kimlikleri ile ilgilidir ), bu tarz bir film için başarılı sayılır. Diğer taraftan görsel efektlerdeki başarılı çalışma belki de bu filmin en büyük artısıdır. Mısır çöllerinden kutuplara oradan Paris'e kadar pek çok mekanda geçen film, görsel efektlerle tam bir görsel şölene dönüşmektedir. Ayrıca aksiyon ve heyecanın bir an bile düşmemesi, filmi baştan sona sıkılmadan izlemenizi sağlamaktadır.
Sonuç olarak, fazla kafa yormadan iyi bir bilim-kurgu aksiyon filmi izlemek istiyorsanız ve G.I. Joe Kobranın Yükselişi filmini izlemediyseniz, bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder