Aynı isimli romandan beyazperdeye uyarlanan Ölümcül Makineler filmi ile üç binli yılların dünyasına yolculuk yapıyoruz.
Altmış Dakika Savaşı sonrasında bildiğimiz dünya düzeni tamamen yok olmuştur. İnsanlar artık hayatta kalmak için tekerlekli devasa şehirler inşa etmişlerdir. Güçlülerin zayıfları avladığı ve yağmaladığı bu yeni düzende Londra şehri İngiltere adasından ayrılarak yeni avlar bulmak için Avrupa topraklarına gelmiştir. Avrupa topraklarında Thaddeus Valentine komutasında ilerlemekte olan Londra'da yaşamakta olan genç tarihçi Tom'un yolu bir şekilde annesinin intikamını almak için amansızca Thaddeus Valentine'ın peşinden gitmekte olan Hester Shaw ile kesişecektir. Tom ve Hester hem hayatta kalmak hem de gizli planlarının peşinden koşan Thaddeus Valentine'ı durdurmak için amansız bir mücadelenin içine girmek zorunda kalacaklardır.
Post-apokaliptik dünyada şehirlerin devasa makinelere dönüştürülmesi fikri üzerine inşa edilen film, bu açıdan son derece ilgi çekici görünmektedir. Orijinal hikayesi, düşmeyen temposu, tempoyu destekler film müzikleri ve de sağlam görsel efektleri ile film, izleyicilerini sıkmadan kendisini izlettirmeyi başarmaktadır. Ancak ana hikayeyi besleyen alt hikayelerin kötü kurgulanmış hatta geçiştirilmiş olması filme çok puan kaybettirmektedir. Diğer taraftan oyuncu kadrosunda da Thaddeus Valentine'ı canlandıran ünlü oyuncu Hugo Weaving dışında karizmatik birinin olmaması da filmin bir diğer eksi yanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç olarak akıllarda kalıcı bir film olmasa da eğlenceli vakit geçirmek için izlenebilir diye düşünüyorum. Ancak fazla beklentiye girmeden izlemenizi tavsiye ederim.
Bu site dizi ve filmlerle ilgili rehber olma amacıyla bir grup amatör tarafından güncellenmektedir.
0 yorum :
Yorum Gönder