Teknolojinin gelişmesine paralel olarak video oyunları sektörü de farklı bir aşamaya gelmiştir. Bilgisayar ve konsol teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte neredeyse gerçeğe yakın oyunlar piyasaya çıkmakta ve bu oyunlar çok kısa sürelerde milyonlara ulaşmaktadır. Yeni nesil diyebileceğimiz gençler bu bakımdan hem çok şanslı hem de çok şanssızdır düşüncesindeyim. Zira yeni nesil artık unutulmaya yüz tutmuş atari salonlarının havasını yaşayamayacak, kara kutu diye tabir edebileceğimiz atarilerin, commodore 64 ve amiga 500 gibi ilk jenerasyon bilgisayarlarda oynanan oyunların heyecanını hiç bir zaman bilemeyecektir. 25 yıldan uzun zamandır oyun oynayan biri olarak eski oyunların tadını yeni nesil oyunlarda bulamadığımı itiraf etmeliyim.
İşte Pixels filmini bu kadar çok sevmemdeki başlıca neden bana yaşatmış olduğu bu nostalji havasıdır. Pac-Man, Donkey Kong, Tetris, Space Invaders gibi oyunları yeniden insanlara hatırlatmak, geçmişi yad ederek otuz ve üzeri yaşta olanları geçmişe götürmek belki de Pixels filminin en büyük başarı sırrıdır diyebilirim.
Neyse lafı fazla uzattım. Kısaca filmin konusundan bahsedeyim. 1982 yılında ilk video oyunları dünya şampiyonası düzenlenir. Şampiyonaya katılan Brenner ( Adam Sandler ) burada Eddie'ye ( Peter Dinklage ) yenilerek ikinci olur. Brenner, ikinci olması üzerine büyük bir hayal kırıklığına uğrar ve başarısız biri olduğuna inanarak, günümüzde evlere sinema sistemleri kuran bir adama dönüşür. 1982 yılında gerçekleştirilmiş olan dünya şampiyonası NASA tarafından videoya kaydedilmiş ve bu video kayıtları ( eğer varsa ) dünya dışı varlıklara bir mesaj gönderme niyetiyle uzaya yollanmıştır. Aradan yıllar geçer ve Brenner'ın çocukluk arkadaşı olan Cooper ( Kevin James ) Amerikan Başkanı olur. Bu arada 1982 yılında uzaya gönderilen video mesajı uzaylılar tarafından bir savaş ilanı olarak algılanmıştır. Uzaylılar, video kayıtlarında yer alan oyunları canlandırarak dünyamızı işgale gelmişlerdir. Yapılacak olan üç oyunu kazanan savaşı kazanacaktır. Dünyamızı korumak için eski oyuncular Brenner, Cooper, Eddie ve Ludlow ( Josh Gad ) bir araya gelmek ve Pac-Man, Donkey Kong, Space Invaders gibi oyunları yeniden oynamak zorunda kalacaklardır.
Yukarıda da anlatmaya çalıştığım üzere filmin benim için en önemli artısı, izleyiciye yaşatmış olduğu nostalji havasıdır. Ayrıca pek çok bilim-kurgu filminde izlemiş olduğumuz dünyanın, uzaylılar tarafından işgali hikayesini farklı bir şekilde anlatıyor olması da filme ayrı bir hava katmaktadır. Şiddet ve gerilim olmadan, video oyunları aracılığıyla bu hikayenin anlatılması son derece doğru bir tercih olmuştur düşüncesindeyim.
Filmin, bu kadar eğlenceli bir hal almasını sağlayan başlıca unsur hiç şüphesiz mükemmel görsel efektleridir. Pac-Man, Donkey Kong ve diğer video oyunları karakterlerinin gerçek hayata aktarılmasında CGI teknolojisinin tüm nimetlerinden yararlanılmıştır. Film, bu yönüyle de son derece renkli ve eğlencelidir.
Sonuç olarak biraz nostalji bir eğlence arıyorsanız bu eğlenceli filmi mutlaka izlemelisiniz.
0 yorum :
Yorum Gönder