İlk kez 1993 yılında tanışmış olduğumuz Jurassic Park filmi gerek orijinal hikayesi gerekse de sahip olduğu sağlam görsel efektleri ile unutulmaz filmler arasında kendisine haklı bir yer edinmiştir. Gişede elde etmiş olduğu milyar dolara yakın hasılat ile devam filmlerinin çekilmesi de kaçınılmaz olmuştur. İlk filmin ardından iki devam filmi çekilse de devam filmlerinin ilk filmin etkisini yaratabildiğini söylemek zor.
Devam filmlerinin beklenen etkiyi yaratamaması sebebiyle hikayeyi yeniden ele almaya karar veren Steven Spielberg ve yönetmen Colin Trevorrow bizleri yeniden Isla Nublar'a doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Zira Jurassic World filmi, vizyona giren iki devam filmlerini ( The Lost World ve Jurassic Park 3 ) görmezden gelerek ilk filmin devamı niteliği taşıyor.
Neyse lafı fazla uzatmadan filmimizin konusundan bahsedelim. İlk filmde yaşanan başarısız Jurassic Park girişiminin ardından dinozor parkı Jurassic World adı altında yeniden ziyaretçiler ile buluşmaya başlamıştır. Günde yaklaşık olarak yirmi bin ziyaretçiyi ağırlayan Jurassic World'ün maliyetleri de giderek artmaktadır. Artık çok büyük bir tema-park olan Jurassic World, giderlerini karşılamak ve daha büyük yatırımcıların ilgisini çekmek için farklı projeler uygulamaktadır. Bu projelerin başında da yatırımcıların talepleri ile farklı türlerin DNA'larının birleştirilmesi ile yaratılmakta olan yeni tür dinozorlar yer almaktadır. Bu şekilde yaratılmış olan ilk dinozorun, beklenenden çok daha zeki ve saldırgan olması sonucunda adada işler kısa sürede çığırından çıkacaktır. Binlerce insanı tahliye etmek ve adada emniyeti sağlamak beklendiği gibi kolay olmayacaktır.
Film, yukarıda da belirtmiş olduğum üzere ilk filmin devamı niteliğindedir. Ancak ilk filmden sonra aradan geçen zamanda yaşananları ve adanın tekrar işler duruma nasıl getirildiğini anlatmayan film, bu yönüyle hikaye olarak çok da sağlam temeller üzerine oturtulamamıştır. Hikaye olarak bu zamana kadar vizyona girmiş olan Jurassic Park filmlerinden çok da farklı olmayan film, kendinden önceki filmlerle aynı klişeleri taşımaktadır: Yolunda gidermiş gibi görünen bir tema-park, kısa sürede işlerin çığırından çıkması ve adada var olan dinozorların ziyaretçilerin hayatlarını tehlikeye sokması, hikayenin iki çocuk karakterin etrafında dönmesi ve sonrasında işleri yoluna koyma ve adadan kurtulma çabası. Kısacası diğer Jurassic Park filmlerinden farklı bir şey izlemiyor olmamız sebebiyle film bende büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen filmin gerilim ve aksiyon dozunun iyi ayarlanmış olduğunu; filmin, görsel efektler konusunda günümüz teknolojisinin tüm nimetlerinden sonuna kadar yararlanmış olduğunu söyleyebilirim. Sıkıcılıktan uzak heyecanlı ve gerilimli hikaye anlatımı da filmin bir diğer artısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuna kadar kendisini sıkılmadan izlettirmeyi başaran klasik bir Jurassic Park filmi dersem yanlış söylemiş olmam herhalde.
Tüm bunlara ilaveten filmin, vizyona girdiği ilk hafta sonunda ( cuma-cumartesi-pazar ) 500 milyon doların üzerinde hasılat elde ederek rekor kırdığını, toplamda ise bu zamana kadar 1.6 milyar dolar hasılat elde ettiğini de belirtmek isterim. Kısaca Jurassic World filmi, hikaye olarak seyircinin beklentilerini karşılayamamış olsa da gişede elde ettiği bu rakamlar ile yapımcılarının yüzünü güldürmüştür.
0 yorum :
Yorum Gönder