Kızı uğruna her şeyi göze alan bir baba, 96 saat sürecek bir kovalamaca.
Kim olduğunu bilmiyorum. Ne istediğini de. Fidye peşindeysen bil ki hiç param yok. Ama sahip olduğum ve kimsede göremeyeceğin güçlerim var; uzun kariyerim boyunca edindiğim yeteneklerim. Senin gibi insanların kabusu olmamı sağlayan yeteneklerim. Kızımı şimdi serbest bırakırsan, her şey burada sona erer. Seni takip etmem, peşine düşmem. Ama bırakmazsan, seni ararım, bulurum ve seni öldürürüm.
Kim olduğunu bilmiyorum. Ne istediğini de. Fidye peşindeysen bil ki hiç param yok. Ama sahip olduğum ve kimsede göremeyeceğin güçlerim var; uzun kariyerim boyunca edindiğim yeteneklerim. Senin gibi insanların kabusu olmamı sağlayan yeteneklerim. Kızımı şimdi serbest bırakırsan, her şey burada sona erer. Seni takip etmem, peşine düşmem. Ama bırakmazsan, seni ararım, bulurum ve seni öldürürüm.
Eski daha doğrusu emekli CIA ajanı Bryan Mills ( Liam Neeson ), kariyeri uğruna aslında ailesini feda etmiştir. Bu zorlu hayat sebebiyle karısı Lenore'nin ( Famke Janssen ) pek fazla yanında olamamış ve bu sebeple boşanmışlardır. Bu evlilikten olan kızı Kim ( Maggie Grace ) ile arası çalkantılıdır. Karısı bir başkası ile evlenmiştir. Bryan ise artık diğer eski ajan arkadaşları ile birlikte özel güvenlik işi yaparak geçimini sağlamaktadır. İşte böyle bir durumda kızı Kim 17 yaşına girmiştir. Kızı, arkadaşı Amanda ( Katie Cassidy ) ile birlikte Paris'e gitmek istemektedir ancak bunun için babasından yazılı izin alması gerekir. Bryan ise dünyanın 17 yaşında genç bir kızın tek başına seyahat etmesi için çok kötü bir yer olduğuna inanmaktadır. Bu sebeple kızının yurt dışına tek başına çıkmasını istememektedir. Karısının ve kızının baskıları sonrasında binbir güçlükle de olsa Bryan, bu izni verir. Bryan'ın tek şartı; her gittiği yerden kızının kendisini telefonla araması ve yerini bildirmesidir. Kim, arkadaşı Amanda ile birlikte Paris'e gider. Paris Havaalanında taksiyi paylaştıkları genç aslında kadın ticareti yapan Arnavut mafyasının bir elemanıdır. Kim ve Amanda kalacakları eve gelir. Kim, babasını aradığı esnada ev, mafya tarafından basılır ve kızlar kaçırılır. Telefon konuşması esnasında Bryan, kızına kaçıranlarla ilgili ne görüyorsa kendisine bağırmasını söyler. Kim, kaçırılırken gördüklerini babasına bağırır. Kariyeri boyuncu edindiği bilgiler ışığında Bryan, kızını Trapojalıların kaçırdığını ve 96 saat içinde kızını bulamazsa bir daha kızını göremeyeceği sonucuna varır. Artık bundan sonra 96 saat sürecek bir ölüm kalım kovalamacası başlayacaktır.
Kızını bulmak için 96 saat süresi kalan bir babanın akıl almaz macerasının anlatıldığı son derece etkili bir film. Elde ettiği ipuçlarını ilmek ilmek işleyen, bunların peşinden sonuna kadar giden ve bu uğurda tüm Paris'i alt üst eden eski bir CIA ajanının hikayesi. Bu hikayenin kurgulanışı, dozunda ve yerinde aksiyonu, zaman zaman yükselen gerilimi ve hiç düşmeyen temposu ile son zamanların en iyi aksiyon filmlerinden biridir.
Bu sağlam hikayenin yanında Liam Neesın'a da ayrı bir sayfa açmak gerekir düşüncesindeyim. Zira Liam Neeson'ın Bryan Mills karakterine çok yakıştığını ve bu hususunda da filmin başarısının anahtarı olduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak son zamanların en iyi filmlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Bu zamana kadar hala izlemediyseniz izlemenizi mutlaka tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder