Lethal Weapon 3 - Cehennem Silahı 3

Maceranın üçüncü filmi karşınızda, macera tam gaz devam ediyor...

                                                                                           
Lethal Weapon / Cehennem Silahı serisinin çok sevilmesinin başlıca nedenlerinden biri de hiç şüphesiz ilk filmden bu yana oyuncu kadrosunun hemen hemen tamamının korunuyor olmasıdır. Mel Gibson ve Danny Glover ile başlayan seri sonradan Joe Pesci ve Rene Russo'nun da eklenmesi ile çok daha eğlenceli bir hal almıştır.

Neyse lafı fazla uzatmadan filmin konusundan bahsedelim. Roger Murtaugh artık emeklilik için gün saymaktadır. Polislik hayatının son yedi günü içine girmiştir ve bu yedi gün sonunda emekli olacaktır. Ancak Roger ve Martin, yaptıkları büyük bir hata sonucunda Cinayet Masası dedektifliğinden sıradan polisliğe geri dönmüşlerdir. Normal polisliklerinin ilk gününde bir banka soygununa müdahale eden Roger ve Martin, bu soygunu büyük bir kovalamaca sonucunda engellemişlerdir ve bu kovalamaca sonucunda soygunculardan biri canlı ele geçirilir. Diğer yandan bu soygun girişiminde ise soyguncular ismine "Polis Katili" adı verilen, çelik yelekleri, metal blokları vb. delebilen farklı bir kurşun kullanmışlardır. Bu kurşunlar ile ilgili soruşturmaya Amerikan İç İşlerinden Lorna Cole ( Rene Russo ) da dahil olur. Soruşturma derinleştikçe tüm oklar eski bir polis memuru olan acımasızlığı ve gaddarlığı ile ünlü Jack Travis'i ( Stuart Wilson ) göstermektedir. Jack Travis, çeşitli suçlarda kullanılan ve polis tarafından ele geçirilen ve sonradan imha edilmek için ayrılan silahları polis depolarından çalarak piyasaya sürmektedir. İşler bu hikaye üzerine gelişir.

Konu olarak yine iyi bir hikayeden hareket edilmiş olsa da ilk iki filmin üzerine farklı bir şeyler konulduğunu söylemek zordur. Bu sebeple de kalite olarak ilk iki filme nazaran biraz daha geride olan bir filmdir düşüncesindeyim. Burada şöyle de bir yorumda bulundurabilirim. Yapılan işin sağlam bir ekip gerektirmesine rağmen kötü adam Jack Travis'in hemen hemen tüm işi kendisinin yapması inandırıcılık filmin bence zayıf karnını oluşturmaktadır.

Ancak yukarıda da bahsettiğim üzere serinin en büyük artısı, sahip olduğu oyuncu kadrosunu hemen hemen her filmde korumasıdır. Roger'ın çocuklarının büyüdüğünü, diğer karakterlerin yaşlandığını görmek seyircinin seriye bağlanmasındaki ve sevmesindeki başlıca faktördür.

Diğer taraftan Stuart Wilson tarafından canlandırılan Jack Travis karakterinin, kötü adam olarak çok başarılı olduğunu söylemeliyim. Ayrıca Roger, Martin ve Leo'dan oluşan ekibe sonradan katılan Lorna'nın da filme ayrı bir hava katmış olduğunu belirtmeliyim.

İyisiyle kötüsüyle, sonuç olarak izlenmesi gereken filmlerden biridir.

Fragman

Google Plus'ta Paylaş

Mehmet Nar

Bu site dizi ve filmlerle ilgili rehber olma amacıyla bir grup amatör tarafından güncellenmektedir.