Bond serisinin on dokuzuncu filmi "The World Is Not Enough / Dünya Yetmez" de Pierce Brosnan'ı üçüncü kez James Bond rolünde izliyoruz. Kendisine bu filmde belki de en güzel Bond kızlarından ikisi Sophie Marceau ve Denise Richards eşlik ediyor.
Filmin konusu kısaca şu şekilde. Dünyanın önde gelen petrol krallarından olan Sir Robert King ( David Calder ), MI6'nın başkanı M'in ( Judi Dench ) de okul arkadaşıdır. Sir Robert King'in uluslararası terörist Renard tarafından MI6 binasında öldürülmesi ile birlikte maceramız başlayacaktır. Sir Robert King'in öldürülmesi ile birlikte King'in tüm malvarlığı Renard ( Robert Carlyle ) tarafından daha önceden kaçırılmış olan ve kendi çabalarıyla kaçmayı başarmış kızı Elektra'ya ( Sophie Marceau ) kalmıştır. Elektra'nın hayatının, babasının başlattığı işleri tüm hızıyla devam ettirmesi ( özellikle Hazar denizi petrolünü taşıyacak olan yeni bir boru hattının inşasına devam etmesi ) ve Renard'ın hala yakalanamamış olması sebebiyle tehlikede olduğunu düşünen MI6, Elektra'yı korumak için en iyi ajanları olan James Bond'u görevlendirir. Olaylar, Renard'ın nükleer bir bombayı ele geçirmesi ile daha da karışacaktır. Artık Londra, Baku ve İstanbul üçgeninde büyük bir kovalamaca başlamıştır. Eğer Bond başarısız olursa tüm İstanbul yok olacaktır.
Bundan önceki 18 Bond filminden de alışık olduğumuz üzere sıkı bir aksiyon sahnesi ile giriş yapan film, daha ilk sahnesi ile birlikte sinema severleri ekran başına kilitlemeyi başarıyor. Sonrasında başarılı diyebileceğimiz hikayesini işlemeye başlayan film, maalesef aksiyon sahnelerinde çuvallıyor. Özellikle Azerbaycan dağlarında çekilen kayak sahnesini ve finaldeki İstanbul boğazının derinliklerinde geçen denizaltı sahnesini hiç beğenmediğimi belirtmek isterim. Dağ sahnesinin görsel efektleri adeta yerlerde sürünmekte. Diğer taraftan İstanbul boğazına nükleer bir denizaltı gelmiş olmasına ve hatta bu denizaltının patlamasına rağmen kimsenin bu durumdan haberdar olmaması da filmin inandırıcılığını alıp götürmekte.
Oyunculuk olarak Pierce Brosnan, Bond rolünde belli bir seviyeyi yakalamış durumda. Ancak burada Sophie Marceau'ya ayrı bir sayfa açmak gerekir düşüncesindeyim. Zira ünlü oyuncu etkileyici bir Elektra King performansı sergilemiştir. Denise Richards güzelliği ile filme ayrı bir hava katmış olsa da oyunculuk olarak maalesef sınıfta kalmıştır. Kötü adam rolünde Renard karakterini canlandıran Robert Carlyle, rolünün hakkını vermiştir düşüncesindeyim.
Sonuç olarak her zaman ki gibi bir Bond filmi olduğunu söyleyebilirim. Sıkılmadan izlenebilir; ancak fazla beklentiye girmemek gerekir düşüncesindeyim.
0 yorum :
Yorum Gönder