Son zamanların en iyi aksiyon filmlerinden biri. Sağlam bir çizgi roman uyarlaması...
Mark Millar ve Dave Gibbons’ın aynı isimli çizgi romanından beyaz perdeye uyarlanan bir film “Kingsman: Gizli Servis” filmi. Film; Quentine Tarantino tarzı bir aksiyona ve kanlı sahnelere sahipken diğer taraftan da bu tarz filmlerden beklenmeyecek şekilde eğlence dolu bir film. Bu da az çok yönetmen Matthew Vaughn’un tarzından kaynaklanan bir durum. Ancak bu durum benim için filmin en önemli artılarından.
Mark Millar ve Dave Gibbons’ın aynı isimli çizgi romanından beyaz perdeye uyarlanan bir film “Kingsman: Gizli Servis” filmi. Film; Quentine Tarantino tarzı bir aksiyona ve kanlı sahnelere sahipken diğer taraftan da bu tarz filmlerden beklenmeyecek şekilde eğlence dolu bir film. Bu da az çok yönetmen Matthew Vaughn’un tarzından kaynaklanan bir durum. Ancak bu durum benim için filmin en önemli artılarından.
Neyse filmimizin konusundan bahsetmek gerekirse; Kingsman teşkilatı, Dünya çapında görev yapan ve hiçbir ülke ile bağı olmayan gizli ajanların organizasyonudur. Ajan Galahad ( Colin Firth ) 1997 yılında katıldığı bir operasyon esnasında yaptığı büyük bir hata sonucunda bir arkadaşının ölümüne sebep olur. Vicdan azabı duyan Galahad, ölen arkadaşının ailesi ile tanışır. Bu tanışma esnasında ölen arkadaşının oğlu Gary 'Eggsy' Unwin‘e ( Taron Egerton ) bir madalyon verir. Madalyonun arkasında ise servisin numarası yazmaktadır ve Gary’e başının sıkıştığı anda bu numaradan kendisine ulaşmasını söyler. Bu olayın ardından yıllar geçer. Artık Galahad yaşlanmıştır. Bu sırada diğer bir operasyon esnasında Gizli Servisten bir ajan öldürülür. Servis, öldürülen bu ajanın yerinin yeni bir ajanla doldurulması amacıyla tüm yüksek rütbeli ajanlarından birer aday belirlemesini ister. Tam olaylar sarpa sarmak üzereyken Eggsy, karıştığı bir suçtan dolayı Galahad’dan yardım ister. Galahad, Eggsy’ye yardımcı olurken, ondaki ışığı fark eder. Galahad’ın ajan adayı Eggsy'dir. Diğer taraftan da Galahad, öldürülen ajan arkadaşının katilinin peşine düşmüştür. Bundan sonrası ise tam bir aksiyon fırtınasıdır.
Öncelikle filmin, çok sağlam bir hikaye temeli üzerine kurulduğunu belirtmeliyim. Gerçekten de çizgi roman ile oluşturulan abartılı karakterlerin varlığı ve bu abartılı karakterlerin beyaz perdeye aktarılmasındaki itinalı çalışma belki de filmin en önemli artısıdır. Film, sahip olduğu hikaye örgüsü, samimi ve eğlenceli hikaye anlatımı sebebiyle iyi veya kötü hiç fark etmez tüm karakterleri sevmenizi sağlıyor. Hatta kesinlikle söylebilirim ki Samuel L. Jackson’un canlandırdığı ve filmin baş kötüsü olan Valentine karakterini herkesten fazla seveceksiniz.
Diğer taraftan filmi izlediğinizde pek çok filme gönderme yaptığını da hissedeceksiniz. Bir taraftan hikaye olarak Bond filmlerini hatırlayacaksınız, diğer taraftan genç ajanların seçmelerinde Açlık Oyunlarını veya Labirent: Ölümcül Kaçış filmini anımsayacaksınız. Diğer taraftan da Ender's Game filmindeki eğitim sahnelerini de hatırlayacaksınız. Sahip olduğu aksiyon ve şiddetli sahneleri ile adeta bir Tarantino filmi izliyor havası oluşacak. Ancak bu durumdan bile ayrı bir zevk alacaksınız düşüncesindeyim.
Filmle ilgili söyleyebileceğim belki de tek olumsuz şey, aşırı derecede şiddet içeriyor olmasıdır. Bu da tarzı sevmeyenler için filmden uzaklaşma sebebi olabilir. Diğer taraftan da ailecek izlenebilecek bir film olmadığını da belirtmeliyim.
Sonuç olarak son zamanların en heyecanlı ve eğlenceli filmlerinden biri. Türü seviyorsanız mutlaka izlemelisiniz.
0 yorum :
Yorum Gönder