Orijinal ve yeni hikaye bulmakta zorlanan sinema sektörü son yıllarda yeniden çekimlere ağırlık vermiş durumda. İşte bu yeniden çekim modasına ilk kez 1960 yılında izlediğimiz ve başrollerinde Yul Brynner ve Eli Wallach'ın yer aldığı "The Magnificent Seven" filmi de eklenmiş oldu.
Filmin kısaca konusu şu şekilde. Rose Creek, geçimini tarımdan sağlayan insanların bir araya geldiği barışçıl bir kasabadır. Ancak kasabanın etrafı zengin altın madenleri ile çevrilidir ve bu madenlerin kontrolü sanayici Bartholomew Bogue'un elindedir. Tüm Rose Creek kasabasını ele geçirmek isteyen Bartholomew Bogue, kasaba halkına geri çeviremeyecekleri bir teklifte bulunur: kasabalı, topraklarını ya 20 dolar karşılığında satacaktır ya da öleceklerdir. Üç haftaları olan Rose Creek halkı, kendilerini ve kasabalarını korumak için bir grup silahşor ile anlaşır. Yedi kişiden oluşan bu grupta ödül avcısı Sam Chisolm (Denzel Washington), kumarbaz Josh Farraday (Chris Pratt), Goodnight Robicheaux (Ethan Hawke), Jack Horne (Vincent D'Onofrio), bıçak ustası Billy Rocks (Byung-Hun Lee), kanun kaçağı Vasquez (Manuel Garcia-Rulfo) ve komançi Red Harvest (Martin Sensmeier) yer almaktadır. Bu yedi adam, bir haftadan kısa bir süre içinde kasabayı yaşanacak olan büyük savaşa hazırlamak zorundadır. Tahmin edilenden daha kısa süre içinde savaş kapıya dayanır.
1960 tarihli ilk filmi de izlemiş biri olarak her iki filmden de ayrı bir zevk aldığımı belirtmek isterim. Biraz sıkıcı başlayan ve ortalara kadar ciddi bir tempo sorunu olan ilk filmin aksine çok daha hızlı bir giriş yapan ikinci film bu açıdan ilk filmin bir kaç adım önüne geçmektedir. Akıcılık ve sürükleyicilik olarak ikinci film çok daha başarılıdır düşüncesindeyim. Zira ilk filmi izlerken başlarda çok sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Ancak ikinci film için böyle bir durum söz konusu değil. Diğer taraftan bence efsane olmuş ilk filmin müziklerinin yanında ikinci film müzik açısından çok çok gerilerde kalmıştır.
Karşılaştırmaları yaptıktan sonra gelelim ikinci filmin konusu ile ilgili düşüncelerime. Hikaye olarak son derece basit bir hikaye üzerine inşa edilen film, düz bir çizgide ilerlemekte, alt hikayelere gerek duymadan ve hiç bir sürprize yer vermeden, aynı şekilde sona ermektedir. Finale kadar sürpriz bir şeyler olur beklentisi içinde izlemiş olsam da film bu beklentimi karşılamaktan uzak kalmıştır. Ayrıca Sam Chisolm'un neden bu işi kabul ettiğini de son derece klişe bir olaya bağlayan film, bu açıdan da çok basite kaçmıştır düşüncesindeyim.
Oyunculuk olarak Denzel Washington, Chris Pratt, Byung-Hun Lee ve Martin Sensmeier'ın canlandırdıkları karakterlere çok yakıştığını ve rollerinin hakkını verdiklerini düşünüyorum.
Sonuç olarak western severleri fazlasıyla tatmin edecektir düşüncesindeyim. İzlemediyseniz ilk fırsatta izleyin derim.
0 yorum :
Yorum Gönder