Sinema tarihinin en uzun soluklu film serisi olan James Bond'un ( televizyon filmlerini de hesaba kattığımızda ) 26.filmi olan Spectre'nin yönetmen koltuğunda Sam Mendes oturmakta. Bu filmde de Bond karakterini yine Daniel Craig canlandırmaktadır.
M'in ( Judi Dench ) ölümünden sonra James Bond'a gizli bir mesaj gelir. Bu mesajda M, James Bond'dan Marco Sciarra isminde bir kişiyi öldürmesi ve sonrasında yaşanacakları takip etmesini ister. Bond, Marco Sciarra'yı Mexico City'de öldürür. Marco Sciarra cinayeti sonrasında Bond'un yolu Roma'ya uzanır. Roma'da Sciarra'nın karısı Lucia'dan ( Monica Bellucci ) kocasının dahil olduğu gizli bir örgütün toplantı yerini öğrenir. SPECTRE adı verilen gizli örgüt, adeta tüm dünyaya hükmetmektedir. Bu örgütün başında da Bond'un geçmişinden gelen biri bulunmaktadır. Tüm bunlar yaşanırken İngiltere'de de MI6 ve 00 (çift sıfır) ajanların geleceği tartışılmaktadır. Zira dünyanın dokuz büyük ülkesi, istihbarat teşkilatlarını birleştirmeyi planlamaktadırlar. Bu plan doğrultusunda tüm saha ajanlarının yerini teknoloji alacaktır. Plan yürürlüğe girer ve James Bond da dahil tüm ajanlara kızağa çekilir. Ancak SPECTRE'nin planlarını engellemek için James Bond yine amansız bir mücadelenin içine girmek zorunda kalacaktır.
Daniel Craig'in başrollerinde yer aldığı Bond filmlerinde önceki filmlerden çok farklı bir Bond karakteri izlemiştik. Bu farklılık ise bence Daniel Craig filmlerinin sevilmesindeki başlıca etmendi. Ki 2012 yılında vizyona girmiş olan Skyfall filmi ise bence en iyi bir kaç James Bond filminden biridir. Skyfall'un yakaladığı başarı, Skyfall'un yönetmeni Sam Mendes'in yine yönetmen koltuğunda oturuyor olması ve yönetmenin hizmetinde kullanabileceği sınırsız bir bütçenin olması bu filme olan beklentilerin tavan yapmasına neden olmuştur. Ancak maalesef Spectre, bu beklentileri karşılamaktan çok uzak bir film ve bence Daniel Craig'li Bond filmlerinin en kötüsü.
Konu olarak aslında ilgi çekici bir hikaye üzerine inşa edilmiş olsa da hikayenin kurgulanması ve ilerlemesi yanlış tercihlerle son derece sıkıcı bir yapıya bürünmüştür. Yine hızlı bir kovalamaca sahnesi ile başlayan film izleyiciyi kendisine bağlamayı başarsa da hemen sonrasında temponun çok düşmesi nedeniyle film sıkıcı bir hal almaktadır. Tempo düştükten sonra da film bir türlü toparlamayı başaramamaktadır. İpuçlarının peşinden o ülke senin bu ülke benim misali gezmeye başlayan Bond'un, son derece tahmin edilebilir bir hikayeyi takip ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bir iki sağlam aksiyon sahnesi olsa da anlam veremeyeceğiniz sahnelerinde yer alıyor olması bende hayal kırıklığı yaratmıştır. Özellikle Fas'ta yaşananları anlamsız ve gereksiz bulduğumu belirtmek isterim.
Daniel Craig, Christoph Waltz, Léa Seydoux, Ralph Fiennes, Monica Bellucci, Naomie Harris ve Dave Bautista gibi isimlerden oluşan oyuncu kadrosuna sahip olan film, bu kadrodan tam olarak faydalanamamıştır. Monica Bellucci'nin çok kısa bir süre filmde yer alması, Dave Bautista gibi aksiyon filmlerine yakışan bir oyuncunun kötü kullanılması, Ralph Fiennes'in Judi Dench'ten sonra M karakterinin hakkını verememesi, Daniel Craig'in artık Bond karakterinden sıkıldığı izlenimini vermesi gibi nedenlerle film oyuncu kadrosunun hakkını verememiştir düşüncesindeyim. Tüm bunlara ilaveten Christoph Waltz'un canlandırdığı baş kötü karakterin son derece kötü kurgulandığını ve filmin kötü karakter yönünden sınıfta kaldığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Sonuç olarak Daniel Craig'li serinin en kötü filmi olan Spectre'yi önceki filmlerin hatırına ve seriyi tamamlamak adına izlemek gerekir. Ancak hayal kırıklığına hazır olarak ve fazla beklentiye girmeden izlemenizi tavsiye ederim.
0 yorum :
Yorum Gönder