X-Files tadında gizemli olayların yaşandığı bir film düşünün. Bu filme ünlü televizyon dizisi olan Fringe tarzında paralel evren olayı ve biraz da kuantum fiziği ekleyin. İşte bu karışımdan karşınıza Coherence - Paralel Evren filmi çıkacaktır.
Filmin konusundan bahsetmeden önce filmde çokça geçen "Schrödinger'in Kedisi" isimli düşünce deneyinden kısaca bahsetmek isterim. 1935 yılında Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger tarafından ileri sürülmüş ve teoride kalmış olan bu düşünce deneyine göre, canlı bir kedi zehirli bir madde ile birlikte kapalı bir kutuya konulur. Düzenek içinde bulunan zehirli maddenin ortama yayılması sonucunda kedi ölecektir. Ancak zehirli madde ortama dağılmazsa kedi canlı kalacaktır. Kısacası bu deney sonrasında olasılıklar 50/50'dir. Yani kutu açıldığında kedi ya canlı olacaktır ya da ölü. İkisinin de aynı anda olması mümkün değildir. Ancak deney için önemli olan sonuç değildir. Zira gözlemlenemeyen deney aşaması büyük bir paradokstur.
Neyse şimdi geçelim filmimizin konusuna. Akşam yemeği yemek ve eğlenceli vakit geçirmek için sekiz arkadaş bir evde toplanmışlardır. Yaşanan gecenin bir diğer özelliği de dünyaya çok yakın bir kuyruklu yıldızın da geçiyor olmasıdır. Bu arada evdeki kimsenin cep telefonları çalışmamaktadır. Dahası bazılarının telefonu anlam verilemeyen bir şekilde kendi kendine kırılmıştır. Ayrıca internet çalışmamakta, televizyon uyduları da çökmüş durumdadır. Ufak tefek sorunlar olsa da başta eğlenceli başlayan gece bir anda tüm kasabada elektriklerin kesilmesiyle farklı bir hal alacaktır. Elektriğin kesilmesiyle kendilerini dışarı atan arkadaşlar, yaklaşık iki blok ötede, bir evin ışıklarının yandığını görürler. Yardım almak için elektriği olan tek eve gitmeye karar verirler. İçlerinden ikisi diğer eve doğru harekete geçer. Ancak bu durum, içinden çıkılamayan ve anlam verilemeyen olayların başlangıcı olacaktır.
Zaman zaman kafa karıştıran zaman zaman da şaşırtan hikayesi ile son zamanların en ilginç filmlerinden biri dersem yanlış söylemiş olmam herhalde. Daha ilk sahne ile birlikte farklı olayların yaşanacağının ip uçlarını veren film, elektriklerin kesilmesi ile birlikte farklı bir hal alıyor. Bu noktadan sonra X-Files ve Fringe karşımı bir havaya bürünen film, son derece akıcı bir şekilde ilerliyor. Filmde gerilim, merak ve bilim-kurgu öğeleri çok sağlam bir şekilde harmanlanmış durumda. Film devam ederken aralara sıkıştırılmış "Schrödinger'in Kedisi" düşünce deneyi ve 1908 yılında gerçekleşmiş olan "Tunguska Olayı" ile ilgili bilgiler de filmin seyirci tarafından daha etkileyici olmasını sağlıyor.
Tüm bunlara ilaveten filmin etkisini arttıran bir diğer önemli unsur da hiç şüphesiz kullanılan kamera tekniği ve kamera açılarıdır. İzleyici değil de konuklardan biriymişiz hissi veren film, bu bakımdan üst seviye bir iş başarıyor.
Filmin, Christopher Nolan'ın Inception / Başlangıç filmini anımsatan bir finale sahip olduğunu, izledikten sonra arkadaşlarınızla uzunca tartışmalara neden olabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Kısacası düşük bütçe ile çekilen ve adeta sağlam bir bilim-kurgu nasıl çekilir dersleri veren bu filmi mutlaka izlemelisiniz.
0 yorum :
Yorum Gönder