Bilgisayar oyunları, orijinal hikaye bulmakta zorlanan sinema sektörü için giderek önem kazanan bir değer olmaya başladı. Son zamanlarda bu tarz filmlerin artış göstermesi de yukarıda dediğimi doğrular nitelikte. Bu bakımdan engin bir dünyaya, son derece sağlam ve derinlemesine bir hikaye geçmişine sahip olan ve şu anda yaklaşık olarak on milyon insanın oynamaya devam ettiği Warcraft oyunu da sinema sektörü için bulunmaz bir nimet.
Dile kolay neredeyse on yıllık bir macera sonrasında Warcraft filmi vizyona girdi. Zira Warcraft filmi yanlış hatırlamıyorsam 2006 yılında duyurulmuştu. Aradan geçen bu süre zarfında proje bir kaç kez askıya alındı. Nihayetinde 2016 yılında filme kavuştuk. Peki bu kadar beklediğimize değdi mi ?
Önce filmin konusundan bahsedeyim, sonrasında filmin beklentileri karşılayıp karşılamadığını tartışalım.
Film, bizi Ork'lar ile Azeroth halklarının ilk karşılaştığı zamanlara götürüyor. Dünyaları ölmekte olan Ork'lar, Şamanları Gul'dan ( kendisi ayrıca Orkların ilk Warlock'udur ) önderliğinde yaşayacakları yeni dünyalar aramaya başlamışlardır. İşte böyle bir zamanda Gul'dan, Fel adı verilen ve ölümden doğmuş olan bir büyüyü kullanarak tüm Orkların kurtarıcısı olup çıkar. Gul'dan sahip olduğu güçlerle Azeroth'a büyük bir kapı açmayı başarır. Ancak tüm Orkları kapıdan geçirecek gücü de yoktur. Bu sebeple açılan kapıdan öncelikle en iyi savaşçılar geçecektir. Zira Gul'dan'ın kullandığı Fel, gücünü yaşayanlardan almaktadır ve Gul'dan'ın şimdilik kapıyı sürekli olarak açık tutacak gücü yoktur. Gul'dan önderliğinde Azeroth'a adım atan Orklar, kapıyı yeniden açmak için gerekli olan yaşam gücünü Azeroth halklarına saldırarak ve onları esir alarak sağlamanın planlarını yapmaktadır. Bu arada Frostwolf Klanı'nın lideri olan Durotan, dünyalarına ölümü Fel'i kullanarak Gul'dan'ın getirdiğini düşünmektedir. Azeroth'un da giderek kendi dünyalarına benzemeye başladığını gören Durotan, insanlarla bir olarak Gul'dan'ı öldürme planları yapar. Ancak Orkların Azeroth'a gelişlerinin arkasında başkaca güçler vardır. Diğer taraftan giderek güçlenmekte olan Gul'dan'ı alt etmek hiç de kolay olmayacaktır.
Milyonlarca insanın hayatına girmiş ve bir o kadar da hayran kitlesine sahip bir oyun evrenini sinemaya aktarmak zor iş. Ancak yine de tüm Warcraft oyunları oynamış ve ömrünün yaklaşık yedi yılını World of Warcraft'a harcamış biri olarak filmi az çok beğendiğimi belirtmek isterim. Zira hikayenin oyunları oynamış oynamamış herkese hitap edecek şekilde kurgulandığını ve hikaye akışının fazla karışıklığa mahal bırakmayacak bir şekilde gerçekleştiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Oyunun hayranları için hikaye fazla basit anlatılmış olsa da hikayeye giriş niteliği taşıyan bu ilk film için bu durumun doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum.
Gelelim filmin en can alıcı kısmı olan görsel efektlere. O kadar muazzam ve sağlam bir iş çıkarılmış ki ağzının bir karış açık kalması içten bile değil. Özellikle Ork modellemeleri ve büyü tasarımları gerçekten mükemmel. CGI teknolojisi ile yaratılmış olan Orklar o kadar gerçekçi ki insanlardan ayırmak mümkün değil. Tüm bunlara ilaveten Warcraft evreninde gördüğümüz pek çok şeyin de başarılı bir şekilde beyaz perdeye aktarıldığını söyleyebilirim. Stormwind, Dalaran ve Ironforge gibi şehirler ( Dalaran ve Ironforge'u fazla görme şansımız olmasa da ) başarıyla beyaz perdeye aktarılmıştır düşüncesindeyim. Kısacası Warcraft Evreni'nin havası yakalanmıştır dersem yanlış söylemiş olmam herhalde.
Sonuç olarak fantastik filmlerden hoşlanıyorsanız bu filmi kaçırmayın derim. Mutlaka izleyin; pişman olmazsınız.
0 yorum :
Yorum Gönder